“Yurttaşlarımızın bu karanlık ve kirli yapıya bırakın 23 yılı, 23 dakika daha dayanacak hali yok. Kurtuluş seçimde”
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, AKP’nin kurulduğundan bu yana geçen 23 yılını 23 maddede özetleyerek; “Bu güzel ülkenin yurttaşlarımızın bu karanlık ve kirli yapıya bırakın 23 yılı, 23 dakika daha dayanacak hali yoktur. Ülkeyi ancak yeni, genç, idealist, bu vatanı seven kadrolar kurtaracaktır. Kurtuluş seçimde” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Başarır, bugün kuruluşunun 23. yılını kutlayan AKP’nin karnesini de örnekler vererek anlattı. Başarır, AKP’nin 23 yılını 23 maddede özetleyerek şunları söyledi:
“2002 yılında geldiklerinde 25 kuruş olan ekmek bugün 10 lira”
“AKP 23 yılda neler yaptı? AKP ülkeyi borç batağına soktu. 2002 yılında iktidara geldiğinde Hazinenin toplam borcu 243 milyarken bugün 8 trilyon. AKP, Cumhuriyet tarihinin en büyük dış borcunu yarattı. 80 yıllık Cumhuriyet tarihinde toplam dış borcumuz 140 milyar dolarken, şu anda dış borcumuz 506 milyar dolar. AKP döneminde sadece borç için ödediğimiz faiz 3 trilyon. Enflasyon tırmandı. 2002’de yüzde 29 olan enflasyon bugün TÜİK’e göre yüzde 61 ama gerçek enflasyon yüzde 100. 2002 yılında geldiklerinde 25 kuruş olan ekmek bugün 10 lira; halk, halk ekmek büfelerinde sıraya girerek ekmek ihtiyacını karşılıyor. 2002 yılında dana eti 9 lirayken bugün 600 lira civarında.
“Bugün gerçek işsizlik oranı yüzde 30’larda”
AKP, Türk lirasını, paramızı dünyanın en değersiz para birimlerinden biri yaptı. 2002’de dolar 1.63 kuruşken, bugün dolar 33.54 kuruş. AKP açlık sınırının altında yaşayan milyonlarca asgari ücretli ve emekliyi yarattı. Evet, açlık sınırı 2002’de 380 lirayken bugün 21 liraya çıktı. Yoksulluk sınırı 1155 lirayken bugün 63 bin lira. Gelir seviyesi düştü. 2002’de çeyrek altın 22 liraydı, bugün 4423 lira. 2002’de asgari ücretli maaşıyla 6,5 çeyrek altın alabiliyorken, bugün 3,9 çeyrek altın alabiliyor. 2002’de en düşük emekli maaşıyla emeklimiz 8,5 çeyrek altın alabiliyorken, bugün 2,5 çeyrek altın alabiliyor. Kredi borçları, icra dosyaları kat kat arttı. 2002’de toplam icra dosya sayısı 6 milyonken bugün 23 milyon. AKP işsizler ordusu yarattı. 2002’de işsizlik oranı yüzde 16.7’yken bugün gerçek işsizlik oranı yüzde 30’larda.
“Türkiye yolsuzluk endeksinde 180 ülke arasında 115’inci sırada”
AKP, Türkiye’yi bir suç ve mafya cennetine çevirdi. 2023 Küresel Organize Suçlar Endeksinde Avrupa’da birinci sırada, dünyada üçüncü sıradayız. Türkiye ilk kez 2 defa olmak üzere gri listeye girdi. AKP, yarattığı kirli ekonomik düzende kirli siyasi bağlantılarıyla Türkiye’yi yolsuzlukla anılan bir ülke haline getirdi. 2023’te Türkiye yolsuzluk endeksinde 180 ülke arasında 115’inci sırada yerini aldı. Dünya Demokrasi Endeksine göre Türkiye, demokrasisi olmayan ülkeler arasında 103’üncü sırada. AKP, Türkiye’yi bir basın hapishanesine çevirdi. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksinde 180 ülke arasında 165’inci sıradayız. Hukukun Üstünlüğü Endeksine göre Türkiye 142 ülke arasında 117’nci sırada. AKP, adil yargıyı tesis etmek için hakim ve savcıların bağımsızlığını sağlamak için kurulan Yüksek Hakimler Kurulu’na, 12 Eylül’de ve 12 Mart’ta darbenin yapamadığını yaptı; bu kurulun üyelerine tamamen siyaset kurumu tarafından atanan bir kurum haline getirdi.
“Vergi Eşitsizliği Endeksinde Türkiye 161 ülke arasında 114’üncü sırada”
AKP çevre katliamlarıyla ülkenin verimli ve değerli topraklarını talan etti. Dünya Çevresel Performans Endeksinde Türkiye bugün 180 ülke arasında 172’nci ülke arasında. AKP tarıma da darbe vurdu. 2002’de bu güzel topraklarda 27 milyon hektar ekili alan varken, bugün bu oran 24 milyon hektara geriledi. AKP vergide adaleti sağlamak için bir grup yarattığı zengin ve çetelerle adaletsizlik sağladı. 2023 Dünya Vergi Eşitsizliği Endeksinde Türkiye 161 ülke arasında 114’üncü sırada yerini aldı. Sınır kapılarını açarak dünyada ve ülkemizde hiç görülmeyen Türkiye’yi sığınmacı cenneti haline getirdi ve şu anda ülkemizde kayıtlı-kayıtsız 8 milyonun üzerinde sığınmacı var. 2002’den bu zamana kadar -belki de en üzücü olan- yabancılara 28 milyon metrekare arazi, 290 bin konut iş yeri satıldı. Bu dönemde satılan arazi satışı adet olarak 16 bin oldu.
AKP devlet bürokrasisini bitirdi, liyakat kalmadı. 3-5 maaş alan kendi eski milletvekillerini, akrabalarını, yandaşlarını kamu görevlisi olarak atadı. Güreşçiyi banka yönetim kurulu üyesi yaptı, damadını bakan yaptı. Yani liyakati bitirdi. 23 yılda Telekom, Türk Telekom, PETKİM, TÜPRAŞ, TEKEL, şeker fabrikaları, demir-çelik fabrikaları ve limanları sattı. Cumhuriyetten bugüne kadar dişimizle, tırnağımızla, alın terimizle kurduğumuz 283 kamu varlığını sattı, oradan gelen 64 milyar doları da yandaşlarına dağıttı. Üzülerek söylüyorum; kamu garantili projeler adı altında bugüne kadar son 6 yılda 222 milyar ödedik, son iki yılda 511 milyar daha ödeyeceğiz. Ülkenin geleceğini bir grup müteahhitte ipotek olarak verdi.
“Menzil ve benzeri birçok yapı devlette yerini alıp kadrolaştı”
Milletin inancını sömüren tarikatların devlette yapılanmasını, bir holding gibi çalışmasını milli eğitimden yargıya ve sağlığa kadar kadrolaşmasını sağladı. Hiç kimse tarikatları denetlemedi. FETÖ denen rezaletten ders alınmadı, bugün Menzil ve benzeri bir çok yapı devlette yerini alıp kadrolaştı. Üzülerek söylüyorum ki Cumhuriyet tarihinden bugüne kadar belki de dünyada görülmemiş ilk kez 3 bin tane yargıç, terörist sıfatıyla yargılandı. Ama tarikatlar bu ülkede hukukun, adaletin, laikliğin, cumhuriyetin üzerinde bir yere koyuldu. Bu ülkenin evlatları gerçekten devlet kadrolarında olması gerekirken onlardan gelen listelerle devlet şekillendirildi. AKP döneminde ilk kez üniversite sınav soruları terör örgütü tarafından çalındı ve o terör örgütünün yandaşları tarafından kullanıldı.
“24 yıllık deprem vergileri, deprem dışında her şeyde kullanıldı”
En son madde, AKP mağduriyetin adı oldu. İnsanı, doğayı, çevreyi, canlıyı mağdur ettiler; insanı da sevmediler, köpeği de sevmediler, kediyi de sevmediler, ağacı da sevmediler, denizi de sevmediler. Üzülerek söylüyorum; bu ülkenin doğası, bu ülkenin iklimi, bu ülkenin toprakları talan edildi. Depremi yaşadık. Akdeniz, Doğu Anadolu ve birçok yer, İzmir, Ege büyük yıkım yaşadı. Bundan ders alınmadı. 24 yıllık deprem vergileri, deprem dışında her şeyde kullanıldı. Tarihimizde ilk kez Kızılay çadır sattı, bu rezaleti yaşadık.
“Kurtuluş seçimde”
Artık bu güzel ülkenin yurttaşlarımızın bu karanlık ve kirli yapıya bırakın 23 yılı, 23 dakika daha dayanacak hali yoktur. Ülkeyi ancak yeni, genç, idealist, bu vatanı seven kadrolar kurtaracaktır. Kurtuluş seçimde diyoruz ve biz de birileri kutlarken, birileri Türkiye’nin her yerinde bu kutlamayı yaparken, 23 yılda 23 maddeyle AKP’nin bu ülkeye, insanlara, gençlere, kadınlara, emekliye, işçiye, çiftçiye yaşattıklarını ülkemizle paylaşıyoruz.”
CHP’li Başarır, TBMM Genel Kurulu’nun cuma günü Can Atalay için olağanüstü toplanacak olmasıyla ilgili soruya da şu yanıtı verdi:
“Meclis cuma günü bu kararı alırsa, o mahkemelerin artık yapacak bir şeyi kalmaz”
“Meclis Anayasal bir sorunu çözmek için toplanıyor. Maalesef ki küçük ortağına uyduğu için Türkiye’de eşi benzeri görülmemiş anayasal bir kriz yaşıyoruz. Bir milletvekili cezaevinde… Oysa 22-23 yıl önce özgürlükler için gelen bir parti; bugün bir milletvekili cezaevinde ve bunun çözümü olan Anayasa Mahkemesi kararını tanımıyor. Meclis Başkanına, AKP grubuna sesleniyoruz: Gelin Anayasa Mahkemesi’nin bu kararını okutun, milletvekili haklarını Can Atalay’ın teslim edin, ondan sonra bakalım 13. Ağır Ceza ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi ne yapacak? Ha ona rağmen direniyorsa, ülke başka bir yere gider arkadaşlar. Yani millet iradesi, 85 milyonun iradesinin tecelli ettiği bu kutsal çatıda bu iki mahkeme bir direnç gösterirse bu nasıl bir darbe olur? Dünyaya bunu nasıl açıklarız, görürüz. Ama Meclis cuma günü bu kararı alırsa, bana göre o mahkemelerin de artık yapacak bir şeyi kalmaz; Anayasa Mahkemesi kararına uyar, tahliye kararı verilir. Can Atalay gelir bir kez daha olağanüstü toplanırız hepimiz, yeminini eder, görevine başlar.”
“Türkiye’de bir seçim gözüküyor. Çünkü AKP bu sorunları çözemeyecek”
CHP’li Başarır, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın “Günü geldiğinde partim ve milletim bizi aday olarak görmek isterse bu vazifeden kaçınmayız, elbette aday oluruz” açıklamasının sorulması üzerine de şunları söyledi:
“Öncelikle bizim bugün tek düşündüğümüz 85 milyonun huzuru, geleceği; çocuklarımızın, evlatlarımızın, çiftçimizin, emeklimizin, işçimizin geleceği ve huzuru. O yüzden Türkiye’de bir seçim gözüküyor. Çünkü AKP bu sorunları çözemeyecek. 23 yılı özetledim. Birçok arkadaşımız da adaylığı düşünebilir yeri ve zamanı geldiğinde ama bugün bizim gündemimizde isimlerden daha çok kazanmak var, kazanmak için bu adımları atacağız. 31 Mart’tan sonra bu ülkeye bir zafer daha borçluyuz, o da Cumhurbaşkanlığı seçimi. Biz kazanmak istiyoruz. Yeri ve zamanı geldiğinde evet bu ülkenin, partimizin, halkın istediği bir kişi aday olacak ve biz seçimi kazanacağız ve ülke kazanacak. Biz sadece kazanmayı, ülkeyi bu yapıdan kurtarmayı düşünüyoruz. O yüzden o isim aday olabilir, bu isim aday olabilir, herkesin gönlünden geçebilir. Buna sonsuz saygı duyuyoruz ama bunu tartışmanın yeri ve zamanı seçim kararı alındığı gün.”
“AKP’nin 23 yıl sonra geldiği nokta 15 belediye başkanı, 2 milletvekilinin geçişiyle övünmek olmuş”
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır; AKP’ye belediye başkanları ve milletvekillerinin transferi konusundaki soruya ise şu yanıtı verdi:
“Hatırlarsanız demokrasinin, halk iradesinin tecelli etmesi adına İYİ Parti’nin seçime girmesi için bazı arkadaşlarımız katıldığında Güneş Otel olayını falan örnek veriyor Cumhurbaşkanı ya da milletvekilleri geçtiği zaman. Kuruluş yıl dönümünde İzmir milletvekili Hamza Dağ bunu bir gurur vesilesi olarak veriyor. Daha seçimler dün oldu. Bu belediye başkanları daha dün başka bir partiden kazandı ama kuruluş yıl dönümünde bunları bir marifetmiş gibi anlatıyor. O yüzden geçebilir, ben bunu çok önemsemiyorum. Ama AKP’nin 23 yıl sonra geldiği nokta 15 belediye başkanı, 2 milletvekilinin geçişiyle övünmek olmuş. Ne diyeyim yani? Bunu halkımın takdirine bırakıyorum.”