Yaşar Aydın : Dananın kuyruğu kopacak, tabii hâlâ bir kuyruk varsa!
CHP 14 Mayıs seçimlerinden sonra önemli bir sınava hazırlanıyor. Örgütü neredeyse ortadan bölen başkanlık yarışının galibini gün içinde öğreneceğiz. Favorinin bile kalmadığı yarış için tahminde bulunmak imkansız. Ama en azında başkan adaylarının üç aylık performansına bakarak neyle karşılaşılacağına dair bir fikir edinmek mümkün.
KILIÇDAROĞLU FAZLA RAHAT
Hem seçim değerlendirmesi hem de Kurultay yaklaşımı CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun fazlasıyla rahat davrandığı konu başlıkları oldu. Aday olduğu ve yenilgi ile sonuçlandığı seçimin kapsamlı bir değerlendirmesini yapmadığına dair eleştirilere rağmen benzer tutumu Kurultay tarihini açıklamada da sürdürdü.
Kılıçdaroğlu yaklaşık 13 yıldır başkanlığını yürüttüğü CHP delegelerinin kendisini yalnız bırakmayacağından çok emin. O kadar ki rakipler il ilçe kongreleriyle birlikte medya ziyaretleri yaparken konuya dair demeç bile vermekten imtina etti. Deyim yerindeyse parti yöneticilerinden kurultayın havasına bir tek Kılıçdaroğlu dahil olmadı.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun tüm mesajları yerel seçimler ve sonrasına dair oldu. Bu durum fazla özgüvenden mi yoksa kurultay taktiğinden mi kaynaklı olup olmadığını ancak adaylık konuşmasından sonra değerlendirmemiz mümkün olacak.
Kılıçdaroğlu bazen kendisini destekleyenleri bile şaşırtacak derecede seçimi rahat kazanacak görüntüsünü asla bozmadan süreci tamamladı.
ÖZEL, GEÇ KARAR VERDİ
CHP Grup Başkanı Özgür Özel sadece adaylığa değil nasıl bir program ve yol izleyeceğine de geç karar verdi. Kendisi ve ekibinin çok fazla hazırlığı olmadığı da görüldü. “Değişim” diyerek iddialı bir çıkışla adaylığını açıkladığı gün kamuoyu ile paylaşılan Tutum Belgesi tespitler bütünü aşan bir noktada olamadı. Değişimim politik program kısmı çok eksik kaldı. Son günlerde dozu daha çok açığa çıkan sol-sosyal demokrat söylemle birlikte kadroların duyurulmasının etkisini kongre salonunda göreceğiz.
Bununla birlikte son bir aylık dilime bakıldığında Özel’in hala geriden gelmekle birlikte oldukça yol kat ettiğini söylemek yanlış olmayacak. Bu ivmenin arkasında İmamoğlu’nun verdiği desteğinde hatırı sayılır bir etkisinin olduğunun altını da çizelim.
DUYULMAYAN BİR SES VAR
Diğer başkan adayı İlhan Cihaner’in politika vurgulu çıkışlarının ne parti kamuoyu ne de delege üzerinde çok etkili olduğunu söyleyemeyiz. Bunda CHP’nin içine uzun süredir sürüklendiği siyasetsizliğin de payı çok büyük.
Yeterli imzayı toplaması durumunda delege üzerinde olmazsa bile Kurultay’ı izlemeye gelen üzerinde etki uyandıracağı kesin.
NETİCE VERECEK Mİ?
CHP Kurultay’ında bir başlan ve yanında 60 PM üyesi seçilecek. Bu yapı yerel seçimler dahil olmak üzere önümüzdeki dönemin siyasetini de belirleyecek. Buradaki kilit kavram da tam burada. Siyaset. CHP’de aday isimleri ortaya çıksa da adayların nasıl bir siyasal rota değişikliği ya da tahkimatı yapılacağına dair bugüne kadar küçük bir ışık bile oluşmadı. Tam da bu yüzden çok önemli bir seçim sonrası yine önem atfedilen yerel seçimlerin hemen öncesi yapılan Kurultay toplumda hiçbir etki yaratmadı. Kurultay, Özgür Özel’in son düzlüğünde iddialı durma gelmezse alelade, her zaman gerçekleşen bir toplantı kıvamını bürünecekti.
Bugün ortaya çıkan tablo her ne olursa olsun bu durumu değiştirmeyeceği çok açık. CHP’nin iç gündemi ne zaman ki ülke gündemi ile örtüşür işte o zaman belki dikkatleri üzerine çekebilir. Kurultay’a CHP içinde “tarihi” atıflarını yapanlar bile var. Bırakın tarihi olmayı birkaç gün sonra hatırlanması bile bugün adayların Türkiye’nin gündemine dair verecekleri mesajlara bağlı.
Top mu çevirecekler yoksa “biz de varız” diyebilecekler mi?