Özgür Özel’den Saraçhane’de yeni açıklama!

CHP lideri Özgür Özel, Saraçhane’deki İBB Binası’nda açıklama yaptı. Tutuklamaları hatırlatan Özel, “Bu bayramı bayram gibi yaşayamıyoruz” ifadelerini kullandı. Erdoğan’a seslenen Özel, “Hizbullahçıları değil, Türkiye’nin geleceğini serbest bırak” diye konuştu. Gözaltı ve tutuklama sürçlerindeki ‘kötü muamele’yi anlatan Özel, çağrı yaparak, “Şahitlikleri unutmadan kapalı zarfa yazın. O enseye basanın, gırtlağına hukuk basacak!” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Saraçhane’deki İBB Binası’nda açıklamalarda bulundu.
İBB Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ile çalışma arkadaşlarının tutuklanması ve protesto eylemlerinde çok sayıda gencin tutuklanması nedeniyle Ankara’daki bayramlaşma programlarını iptal ettiklerini hatırlatan Özgür Özel “Burada geçirdiğimiz bir hafta boyunca çok sayıda siyasi partinin genel başkanı ile bayramlaştık” dedi.
“BU ZULME ORTAK OLANLARIN…”
“Mutlu bir bayram dilemek isterdim ama bu bayramı bayram gibi yaşayamıyoruz” diyen Özel, “Bu zulme ortak olanların bayramını kutlamak mümkün değil” ifadelerini kullandı.
Özel, şöyle devam etti:
“Bu zulmü yapan iktidar partisi ya da iktidar bloğu bileşenlerinin gönül verenlerini en sıcak duygularla selamlıyoruz. Ama zulüm ile iktidarda kalmaya çalışan, 19 Mart’ta darbeye kalkışan cuntaya ne bayramda ne demokrasi sınırları içinde söyleyecek söz bulamıyoruz. 3 aydır MASAK diye yalancı bir raporu konuşanlara, bayramı zehir edenlere söyleyecek hak ettikleri bir söz yoktur.”
“HİZBULLAHÇILARI DEĞİL, TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNİ SERBEST BIRAK!”
Bayramda Hizbullahçıları yetki kullanıp serbest bırakan Erdoğan’a seslenen Özel, “Türkiye’nin geçmişini karartan canilere değil Türkiye’nin geleceği aydınlansın diyen, hiçbirinin elinde kan olmayan gençleri Silivri’de tutmanın utancını, bunun ne kadar kötülük içeren ruh halinde olduğunu kendisine hatırlatıyoruz. Hizbullah’ı değil Türkiye’nin geleceğini serbest bırakması gerektiğini söylüyoruz” şeklinde konuştu.
İŞKENCELERİ ANLATTI, ÇAĞRI YAPTI
Gençlerin cezaevi şartlarına da değinen ve öğrencilere gözaltında işkence ve kötü muamelede bulunanlara seslenen Özel, “kapalı zarf” çağrısı yaptı:
“Kötü muamelenin, işkencenin affı da zaman aşımı da olmaz. Bu işi takip ediyoruz. Kötü muamele için kanunsuz emri alıp uygulayanlar sorumluluğu bizzat taşırlar. Yazılı emir varsa sorumlusu emri verendir yoksa uygulayandır. Bundan sonra gençlere hukuk devleti içinde nasıl gerekiyorsa öyle davranılacak. Kimse seçimi kazanıp öncesini temizledik diye düşünmesin.
Bugünlerde zulüm yapan, iftira atan, olmayan delili varmış gibi anlatan yorumcular, geçmişe sünger yok. Devleti suç örgütü gibi yönetenlere, aparatlara, buna sessiz kalanlara hukuk devleti içinde sonuna kadar hesap sorulur. Suça ortak olmayın. Bütün şahitlikleri unutmadan kapalı zarfa yazın, en güvendiğinize verin. Bu soruşturma seneye değilse öbür sene var. Bunun ucunu bırakan hesabını sormayan asla ve asla biz olmayacağız. O enseye, surata basanın günü gelince gırtlağına hukuk basacak!”
MAHİR POLAT’IN SAĞLIK DURUMUNU AÇIKLADI
Konuşmasının sonunda Mahir Polat’ın sağlık durumuna ilişkin soruyu yanıtlayan Özel, “Mahir Polat’ın sağlık durumu iyiye gidiyor ancak Mahir Polat’ın sağlık durumu cezaevi koşullarını kaldırmıyor” diye konuştu.
“HAK ETTİKLERİ SÖZLERİ BAYRAMDAN SONRA VERECEĞİZ”
Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
* Bu zulme hazırlanan iktidar partisi ya da bloğu bileşenlerinin üyelerini, oy verenlerini, geçmişte onlara gönül verenleri en sıcak duygularla selamlıyoruz. Ama o Saray aklına, darbeye kalkışanlara, 15 milyon kişi tarafından püskürtülen darbecilere, ne bayramda, ne demokrasi sınırları içinde söylenecek söz bulamıyoruz.
* Bu milletin bayramını zehir edenlere söylenecek uygun söz yoktur. Hak ettikleri sözler bayramlık ağzımızı açtığımızda söyleyeceğimiz sözlerdir. Hepsini bayramın sonrasına, onları rezil edeceğimiz, milletin de artık bunların yüzüne bakmayacağı bir sürece bırakıyoruz. Yalancı şahitlerle ceza peşindeler. Hak ettikleri sözleri bayram sonrası yasal düzeyde vereceğiz.
“VOLKAN KONAK” MESAJI
* Volkan Konak’ı sahnede geçirdiği kalp kriziyle Kıbrıs’ta kaybettik. Ailesine başsağlığı diliyoruz. İlk ayağa kalkan ilk başını kaldıran kişiydi. Bayrağı ilk çekmiş sanatçıdır. Sonra hukuk adalet be demokrasi için omuz omuza veren sanatçılar, imzaları vermeye başladığında, bu metne imza koyması için kendisini arayan arkadaşına, Volkan Konak, “Ben o metne imzamı değil, kalbini basarım” dedi. Acaba sanatçılardan çıt çıkacak mı derken, bu tweeti atan Konak’ı kaybettik. Acımız çok büyük. Yerini nasıl dolduracağız bilmiyoruz. Ama adını yaşatmak ve onun özlediği Türkiye’yi, gençlerle dost olan doğa ile hayvanlarla dost olan bir Türkiye’ye kavuşmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.
HİZBULLAHÇILARI ‘AFFEDEN’ ERDOĞAN’A YANIT
* ‘Her şey çok güzel olacak Berkay’ı ziyaret ettik. Moral bulduk. Koğuşlar ağzına kadar dolu. İtirazla serbest bırakılmaları, ilk duruşmaya kadar da içeride tutulmamaları gerektiğini düşünüyoruz. Bayramda Hizbullahçıları yetki kullanıp serbest bırakan Erdoğan’a, Türkiye’nin geçmişini karartan canilere değil Türkiye’nin geleceği aydınlansın diyen, hiçbirinin elinde kan olmayan gençleri Silivri’de tutmanın utancını, bunun ne kadar kötülük içeren ruh halinde olduğunu kendisine hatırlatıyoruz. Hizbullah’ı değil Türkiye’nin geleceğini serbest bırakması gerektiğini söylüyoruz.
‘KÖTÜ MUAMELEYİ ANLATTI
* 2 genç koymuşsunuz, geri kalan 47 kişi hepimizin dudaklarını uçuklatacak hükümlerle cezaevinde yatanlar. Bu olacak iş değildir. Oradaki gençleri bu psikoloji içinde tutmak doğrudan psikolojik işkencedir. Gerekli başvuruları yaptık, bir an önce sonuç alınmasını istiyoruz. Bu öğrencilere ters kelepçe takıldı, saatlerce ailelerinin bilmediği yerlerde tutuldu. 60 kişiye 4 şişe su veridi. Kötü muameleler, küfürler her bir öğrenci tarafından rapor edildi. Bunun saatlerini yerlerini biliyoruz. Rapor edilen yatırıp kafaya basmanın, surata tekme atmanın nerede kimler tarafından yapılmış olabileceğini biliyoruz.
“UNUTMADAN KAPALI ZARFA YAZIN”
* Bundan sonra anayasaya göre kanunsuz emri uygulamayıp yazılı isteme hakkını tüm emri uygulayanlara hatırlatıyorum. Geçmişte bunlara şahit olanlar, gerçekleri kapalı zarfa yazıp emanete alsınlar, o zaman siz kurtulacaksınız, bu çetenin yaptıkları çorap söküğü gibi ortaya çıkacak. Geçmişte önemli görevler yapmış yürütmüş kişilerin yönlendirmeleriyle üstünde olduğumuzu herkes bilsin. O enseye, surata basanın günü gelince gırtlağına hukuk basacak. Suç işlemeyen korkmasın. Gördüğünüz şahitlikleri unutmadan yazın kapalı zarfa yazın. Bu soruşturma seneye değilse öbür sene var. Bunun ucunu bırakan hesabını sormayan asla ve asla biz olmayacağız.
* Kötü muameleye hukuk ceza verecek. Kötü muamelenin zaman aşımı ve affı olmaz. Kazanınca geçmişi unutmayacağız. İftiraları unutmayacağız, takip edeceğiz, hesap soracağız. Suça ortak olmayın, suçu ihbar etmek için bugünden yazın. Zarfı kapatın en güvendiğinize verin.
31 MART’IN YILDÖNÜMÜ
* Türkiye’deki 35 ili ve o geceki veriye göre 412 belediyeyi kazandığımız önemli bir başarıdır. Sandıktan gelen mesajı anladık. Partili ayırmadan hizmet ettik. İstanbul’u kaybetmenin acısı içindeler. Bir santim bile eğilmeyiz, korkmayız.
“MİLYONLARDA KİŞİ MALTEPE MEYDANI’NA AKTI”
* 5 tane siyasi yasak istemi, 31 yıl önce verilen diplomanın iptal istemiyle, kamera şakası bile olamayacak adımları peş peşe attılar. 47 ay daha dayanamadılar. Yüzlerce polisle şafak vakti ailesiyle birlikte yaşadığı İBB’nin resmî konutunu basıp başkanımızı ve arkadaşlarını gözaltına aldılar. İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır şeklinde iman ettiği gerçeklik yüzünden rakibini ekarte edip kendisini yenebilecek herkesi ekarte edip kendisini yenebilecek bir adayla yarışmak hatta katılımın yüzde 40’lara indiği göstermelik bir seçimin öz hazırlığı şeklinde bir darbe yapmaya karar verdi.
“BİR GENEL BAŞKAN YARDIMCISI, GAZETECİ SİNAN BURHAN’A MESAJ ATTI”
* Cumhur İttifakı’ndan bir genel başkan yardımcısı, gazeteci Sinan Burhan’a, ‘İmamoğlu bayramdan önce tutuklanacak’ diye mesaj attı. Kim olduğunu biliyoruz.
* İstanbul’u Maltepe’de eyleme, gücünü göstermeye davet ettik. Geçen sene televizyonlarda “İstanbul boş, mitingin iptali söz konusu” diyerek duyurdular. Bugün hep birlikte milyonlarda kişi Maltepe Meydanı’na aktı. Herkesin hedefi Maltepe Miting alanı olmuştur. Gençlerin coşkusu ve her yaştan İstanbullunun kararı İmamoğlu oldu. Çoğunluk İmamoğlu’nun arkasındadır. Arkalarında ne devlet ne millet vardır. Devletle millet yarışırsa millet kazanır. RTÜK’ten dışarıya halkın haber alma özgürlüğüne ateş açılmaktadır.
* Şimdi yandaş kanallar, kendi içlerinde üstünlüğün nasıl muhalefete geçtiğini ve bunun nasıl geri alınacağını düşünüyorlar. Gelecek Cumhurbaşkanı adayına darbe girişimi milletin çıplak elleriyle püskürtülmüştür. Arkalarında kimse yoktur. Ne devlet ne de millet vardır. Devlet ve millet yarışırsa millet kazanır. Devleti bir partinin emrine verenler, partiyi devletleştiremedikleri gibi devleti de partileştiremezler. O seçimler yapılana kadar devletteki herkese devlet adamı gibi çalışmak düşer.
“BUGÜNLERDE SESSİZ KALAN TÜM DOSTLARA ŞUNU SÖYLÜYORUM…”
* Bundan sonra CHP olarak attığımız her adımı bir öncekinden daha büyük kararlılıkla atacağız. Hiç kimse, şöyle bir şey düşünmesin “Güç ellerinde, devlet ellerinde” 19 Mart sabahı test ettiler millet cevabı verdi. Bugün son seçimlerde ikinci turda da olsa seçilmiş olmasına rağmen, milletten aldığı yetkiye rağmen millete sırtını dönenlerin, anketlerde yerlerde sürüklenenlerin milletin gönlünde bir karşılığı yoktur.
“DEMOKRATİK MESELELER BİR ÜLKENİN İÇ MESELESİ DEĞİLDİR…”
* Bir otoriter popülist liderin demokratik yollardan çıkmadan, şiddete bulaşmadan ama onun gösterdiği şiddete teslim olmadan, bedel ödeyerek, gerekirse hapiste, gerekirse şiddete maruz kalarak ama haklılık zeminini kaybetmeden nasıl geriletildiğini, nasıl durdurulduğunu, nasıl yenildiğini ve demokrasinin nasıl kurulduğunu anlatan bir kitap vardır. O kitap şu an yazım aşamasındadır. O kitabı Türkiye’deki bütün demokratlar yazıyor. Bu kitabın bir yazarı değil, 10 milyonlarca yazarı vardır. Bu kitap yüz milyonlarca, milyarlarca basılacak. Bütün dünyada okunacaktır. Bu kitap yazılırken, kitabı yazılacak bu devinim varken dünya basınının koşup gelmesi, dünyanın ‘Türkiye’de ne oluyor’ demesi kadar normal bir şey yoktur. Buna klasik, koruyucu, kendiyle çelişen ezberlerle ‘Bizi dünyaya şikayet ediyorlar’…
* Demokratik meseleler bir ülkenin iç meselesi değildir. İnsan hakkı ihlalleri, seçim hakkı ihlalleri, demokrasiye ve insanlığa karşı işlenen suçlarda asla bir ülkenin değil, tüm uluslararası toplumun söz söylemeye hakkı vardır. Japonya’nın yolda trende basılan adalara kadar ulaşan 8 buçuk milyon tirajlı gazetesine de konuştum, Almanlara da İngilizlere de Fransızlara da. Nereyi bulursam konuşuyorum. Anlattığım Türkiye’nin iç meseleleri değildir. Anlattığım Türkiye’deki darbe girişimidir. Siz Türkiye’de sandığı kaldırmaya kalkacaksınız, sonra Londra’ya koşup Mehmet Şimşek ağzıyla yalancı demokratlık numaraları yapacaksınız. Türkiye’ye, Tayyip Erdoğan rejimine katkı sağlamak isteyen, buranın bir otokrasi olduğunu bilerek katkı sağlasın.
* Tayyip Erdoğan rejimine siyasi kredi açmak isteyenler, geleceği onunla planlamak isteyenler, Türkiye’de seçmenlerin yüzde 65’inin bu iktidarı değiştirmeye kesin karar verdiğini, yüzde 10’unun bu karara yakın yerde durduğunu bilecekler. Avrupa’da kendi evinde demokrasicilik oynayıp Türkiye’de bir otokrasiye stabilite kazandırıp onu kullanarak ‘Türkiye’yi sığınmacı yuvası yaparız, parasını veririz Suriyelilere baktırırız. Türk ordusunu Avrupa’ya kalkan yaparız’ diyen arkadaş, bu iktidarın seneye değişeceğini bilecek.
* İngiliz İşçi Partisi açıklama yapmış, ‘Türkiye’de demokrasiden yanayız’ diye. ‘Uyan da balığa gidelim’. O İngiliz İşçi Partisi, kendisinin çıkıp, şimdi geriye dönmeye çalıştığı yerde, bir otokrata bir hafta kadar sessiz kalmış olmanın karşılığını Sosyalist Enternasyonal’ın Başkan Yardımcısı sıfatıyla Özgür Özel’den görecek. O zaman sen beni ikna etmeye çalışacaksın. Türkiye’deki demokrasi darbesine sessiz kalmanın bir hata olduğunu.
“BUGÜNKÜ İKTİDAR OTOKRASİYE MAHKUM OLMUŞ BİR CUNTA YÖNETİMİDİR”
* Türkiye Tayyip Erdoğan’dan büyüktür. Türkiye yurt dışındaki bütün demokratlarla birlikte olacak, Avrupa Birliği sürecini CHP iktidarında başaracak ve Türkiye her şey bittiğinde, düşmanlarının sesinden daha çok dostlarının sessizliğini hatırlayacak. Bugünlerde sessiz kalan bütün dostlara, şunu söylüyorum: Çok insancılız, çok mütevaziyiz, çok iyi ilişkiler içindeyiz ve bundan sonrası için de çok kararlıyız ama bu zor günlerde 18 yaşında çocuklarımız bir gün yatarı olmadığı halde Silivri’ye tıkılırken, seçilmiş İmamoğlu, peşinden koştuğunuz İmamoğlu, yarın da bir randevu için, bir telefon için sıraya gireceğiniz İmamoğlu’na bunlar yapılırken siz bugün hangi tutumdaydınız, dönüp onlara bakacağız.
* NATO’nun ikinci büyük ordusu, Türk ordusunun, genç nüfusuyla, potansiyeli yüksek ekonomisiyle, gelecekte herkesin koşa koşa yatırım yapacağı bir ülkeyle, lojistik ve jeopolitik üstünlüğüyle, dünyanın turizm açısından, kültür sanat ve tarih açısından en güçlü şehri, en güçlü şehirleriyle, yarın demokratların yönetiminde bütün dünyanın gözdesi olacak bu şehrin ve bu ülkenin gelecek cumhurbaşkanının, gelecekte onunla birlikte kazanmak isteyenlere şunu söylüyorum: Bugünkü iktidar otokrasiye mahkum olmuş bir cunta yönetimidir. Orada duruyor.
* İsteyen ilişki kursun, isteyen oyun planını ona göre kursun. Güçlü, müreffeh, büyüyen, yürüyen ve gelecek çağın damgasını vuracak Türkiye’nin, demokratik Türkiye’nin dostu olanlara bugün darbe girişimine maruz bırakılmış o günün cumhurbaşkanıyla bugün kurduğunuz ilişki üzerinden bütün meseleyi değerlendireceğiz.
-
Yozgat’ta çiftçiler, Ekrem İmamoğlu’na destek…
-
Avrupa Komisyonu Üyesi Marta Kos’tan ‘İmamoğlu’ tepkisi!
-
Yurttaşa ‘vatan haini’ demişti, üç yıldır vergi vermediği ortaya çıktı!
-
CHP’li Ali Mahir Başarır’ın, Mesut Özil’e ‘, ‘Yerli ve milli kardeşim, sen hangi milli takımda oynadın?’
-
Özgür Özel’: ‘Erdoğan’a helal olan millete haram olamaz!’
-
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, boykot çağrılarına soruşturma başlattı: CHP’den jet yanıt!