Müsavat Dervişoğlu’ndan Ekrem İmamoğlu’na ziyaret!

Ekrem İmamoğlu’nu ziyaretinin ardından açıklamada bulunan İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu, “Sadece siyasi gerekçelerle planlanmış operasyonların kurbanı olarak içeride yatıyor. Cumhurbaşkanı adayı olmasaydı ne Silivri’de tutuklu olurdu ne de diplomasını iptal edecek aymazlık yaşanırdı” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan tutuklu İBB ve TBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ı ziyaret etti.
“DAVA VE GÖZALTI SÜREÇLERİNİ YAKİNEN TAKİP EDİYORUZ”
“CUMHURBAŞKANI ADAYI OLMASAYDI…”
Ekrem Bey’i ziyaret ettim. Açık ve net olarak söylüyorum, sadece siyasi gerekçelerle planlanmış operasyonların kurbanı olarak içeride yatıyor. Cumhurbaşkanı adayı olmasaydı ne Silivri’de tutuklu olurdu ne de diplomasını iptal edecek aymazlık yaşanırdı. Keza Sayın Ümit Özdağ, Zafer Partisi’nin genel başkanı, geçmiş dönemlerde İYİ Parti’nin içinde birlikte çalıştık. Yani ailece kendisiyle hukukumuz olan bir arkadaşımız. Benim ve dava arkadaşlarımın da aynı zamanda kardeşidir kendisi. Siyasetteki yeri ve konumu önemli değil. O da vermiş olduğu siyasi mücadele çerçevesinde bugün Silivri’de rehin alınmış durumdadır. Dolayısıyla onlarında hak ve hukukunun takipçisi olacağız. Burada sizlerin de vesilesiyle kamuoyuna da bir mesaj vermek istiyorum; hukuk ve siyasi tarih okuyanlar Bastille Hapisanesi baskınını bilirler. Bastille Hapishanesi’nin baskını Fransız İhtilali döneminde yaşanmıştır. Orada da bir hapishaneden bahsedilir, Bastille Hapishanesi’nden ki o hapishane mutlak monarşinin en belirgin sembolüdür. Bastille Hapishanesi’nin baskınında 7 tutuklu kurtarılmıştır ama Bastille Hapishanesi’nin işgali ve baskını hukuk ve demokrasi tarihine monarşinin yıkılışının öncüsü olarak geçer. Dolayısıyla bugün Silivri’de inşa edilmiş düzeni Bastille Hapishanesi’ne benzetiyorum. Bastille Hapishanesi nasıl o zamanlar monarşinin sembolüyse o dönemlerde bugün de Silivri tek adamlığın ve otokrasinin sembolü haline dönüşmüştür. Demokrasiye, hukuka, adalete inanan insanların bunu kabullenmesi mümkün değildir. Her otokrasinin, tek adamlığın mutlaka bir sonu olacaktır. Bugünlerin de mutlak suretle sonu olacaktır.
‘BASTILLE HAPİSHANESİ’ ÖRNEĞİ!
“ANAYASAL HAKTIR ALIŞVERİŞ YAPMAK YA DA YAPMAMAK”
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Dervişoğlu, 2 Nisan boykotuna karşı bakanların alışveriş yapmalarına ilişkin soru üzerine “Anayasal haktır alışveriş yapmak ya da yapmamak. Boykotta bunlardan bir tanesidir. İnsanlar mal alma ya da almama haklarını pek tabii ki kullanacaklardır. Ama hükümet buradan kendisine bir mesaj çıkartıyorsa; vatandaşın verdiği mesajı almış oldukları kanaati bizde hakimdir” dedi.
“BİR GÜNLÜK HAKSIZ TUTUKLULUK BİN YILA BEDELDİR”
Boykota destek veren oyuncuların işten çıkartılmasına ilişkin gelen soruya ise Dervişoğlu, “Bir oyuncuyu çıkartmışlar, bir diğer oyuncuyu ise gözaltına almışlar. Bunlar da söylediğim gibi otokrasinin, tek adamlığın doğal bir sonucu gibi insanlara yutturulmaya çalışılıyor. Oysa bu tür hak gaspları tarihte hak gasbını yapanlar açısından kara leke olarak anılacaktır. Ben bunu net olarak söylüyorum; ‘Efendim ne olur bir günlük tutukluluktan veya 3 günlük gözaltından’ diye kimse düşünmesin. Çünkü bir günlük haksız tutukluluk bin yıla bedeldir. Dolayısıyla kimsenin siyasi ikbali uğruna ya da hırsları beklentileri uğruna başkalarının hak ve hürriyetlerini çiğnemeye, gasp etmeye hakları yoktur” dedi.
“AYBÜKE PUSAT’IN VE ONUN DURUMUNDA OLANLARIN YANINDAYIZ”
Dervişoğlu oyuncuların tepkisine ilişkin ise “Oyuncular da elbette ki böyle bir haksızlık karşısında bir mesleki dayanışma içerisinde üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmişlerdir. Ama bu mesleki dayanışma içerisinde kalmamalı. Bir anayasal hakkın kullanımı için sosyal medya paylaşımında bulunmuş, burada oyuncu arkadaşları nasıl bir meslek dayanışması ile ona destek oluyorlarsa söz söyleme makamında bulunan bizler de Aybüke Pusat’ın ve onun durumunda olanların yanındayız” diye konuştu.