MMO İstanbul Şubesi: Raylı ve deniz taşımacılığı artırılmalı…

TMMOB’a bağlı Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Beylikdüzü Haramidere Sanayi istasyonunda gerçekleşen metrobüs kazasına ilişkin açıklama yayımladı. Açıklamada, 2007’den beri yapılan uyarıların geçerli olduğunun altı çizilirken, “İstanbul’un metrobüs odaklı toplu ulaşım sisteminden kurtulmaya, çok daha çevre dostu ve güvenli olan raylı ulaşım sistemlerini, deniz taşımacılığını artırmaya ihtiyacı vardır” denildi.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da Beylikdüzü Haramidere Sanayi istasyonunda gerçekleşen metrobüs kazasına ilişkin TMMOB’a bağlı Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, “İstanbul’un metrobüs odaklı toplu ulaşım sisteminden kurtulmaya, çok daha çevre dostu ve güvenli olan raylı ulaşım sistemlerini, deniz taşımacılığını artırmaya ihtiyacı vardır” denildi.
2007’DEN BU YANA UYARILARIMIZ GEÇERLİ
“Kazada hayatını kaybeden 37 yaşındaki yurttaşımız Ebru Heper’in yakınları için başsağlığı, yaralanan yurttaşlarımız için acil şifalar dileriz” denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Metrobüs projesi, Eylül 2007 tarihinde ulaşım modeli olarak hayata geçirilirken, dönemin siyasi iradesi tarafından, İstanbul gibi bir metropolün ulaşım sisteminin merkezinde ve ulaşımın yıldızı olarak lanse edilmiştir. İlk planlamada Hollanda’dan ithal edilen çift taraftan kapıları olan metrobüslerin aktarma organlarındaki sorunlar yüzünden çalıştırılamaması, o dönemde de kamuoyunu uzun süre meşgul etmiş bir konu olarak hafızalarımızdadır. Çift taraflı açılan kapıları olan araçlar ile yapılması planlanan proje, başka bir tedarikçi bulunamadığı için sağ trafiğe uygun ve sağdan açılan kapıları olan araçlar ile sol trafikle yapılmak zorunda kalınmıştır.
Ulaşımın her alanında olduğu gibi, metrobüs hattı ile ilgili, bilimin ve tekniğin ışığında, görüşlerimizi geçmişte de defalarca ilettik. Kendi özel hattı olan diğer toplu ulaşım yöntemlerine göre, ucuz ve hızlı tesis edilebilmesi dışında hemen hiç üstünlüğü olmayan, işletmesi zor, işletme maliyeti yüksek ve “riskli” bir toplu taşıma yöntemi olarak gördüğümüzü, projenin duyurulduğu ilk yıllardan beri halkımıza ve yetkililere anlatmayı görev bildik.
İşletmeye alındığından beri meydana gelen çok sayıda karşı trafiğin içine girme kazalarının irdelenmesi sonucu, toplu taşımada metrobüs yolcu taşıma sistemi, mümkün olduğunca, yer altından yapılacak raylı sistemler oluşturulana kadar, kısa süreli ve geçici kullanılacak bir yöntemdir. İstanbul’da uygun alan bulunmadığından, şehir içi trafik yolları üzerinde inşa edilmesi nedeniyle, metrobüs uygulamasının, genel şehir trafiğini olumsuz etkilemesi de bu görüşümüzü desteklemektedi”
Açıklamada dikkat edilmesi gereken unsurlar ise şöyle sıralandı:
• Sürücülerin eğitim ve eğitim denetimi sıklıkları artırılmalı, eğitimlerin ciddiye alınması sağlanmalıdır. Özellikle metrobüs gibi zor bir hatta çalışan sürücülerimizin tecrübeli, özel eğitilmiş olmaları gerekmektedir. Bunu yanı sıra çalışma koşulları, süreleri ve en önemlisi yol güvenliğine dair performansları sürekli takip edilmelidir. Ancak sadece iyi sürücü olmak, kaza ihtimalini sıfıra indirmemektedir. Alınacak önleyici tedbirler, değişen yol şartları konusunda sürücülerin önceden bilgilendirilmesini kolaylaştıracak iletişim sistemleri sürücülere destek olmalıdır.
• Sürücülerin sürücü takip sistemi ile anlık ve sürekli denetlenmeleri, denetim sonuçlarına göre ödül/ceza sistemi ile teşvik edilmeleri gerekmektedir. Sürücüleri baskı altında hissettiren koşullar varsa tespit edilip ortadan kaldırılmalıdır. Sağlık kontrolleri ve psikometrik ölçümleri sık aralıklar ile yapılmalıdır. Kişisel sebeplerden veya zor çalışma koşullarından kaynaklı, uyarıcı etkisi olan ilaç kullanımı gibi konular titizlikle denetlenmelidir.
• Sürücüler için olduğu kadar araçlar için de oldukça yıpratıcı olan metrobüs hattında yeni araçlar kullanılmalıdır. Kullanım ömrü, toplam seyir mesafesi ve imal yılı açısından eskimiş araçlar bu hatta daha fazla kazaya sebep olacaktır. Kamusal kredilerin siyasal iktidar tarafından engellendiği, bilet fiyatlarının UKOME tarafından artırılmayarak zararına çalışma sonucu yeni araçların alımı önlenerek yeni teknoloji kullanımının önü kapatılmaktadır. Araç filosunun yenilenerek, Temmuz 2024 itibariyle Genel Güvenlik Mevzuatı (GSR2) ile yeni üretilen belediye otobüslerinde devreye giren Gelişmiş Acil Fren Sistemi (AEBS), Şerit Takip Sistemi (LDW) gibi güvenlik sistemlerinin kullanılması sağlanmalıdır. Otonom araç teknolojilerinin önemli unsurları olan bu teknolojilerin yanında, sürücü yorgunluk algılayıcı sistemlerinin metrobüslerde uygulanmasının önü açılmalıdır.
• Metrobüs hattında sağdan trafiğe geçilmelidir. Bilindiği üzere, metrobüs hattı yolcu durakları konumlanması sebebiyle, uygun araç sayısının yetersizliğinden, ulaşım ters yönlü olarak yapılmaktadır. Soldan direksiyonlu araçlar ile soldan trafik işletilmek zorunda kalınmaktadır. Bu durum kaza ihtimalini ve karşı trafiğin içine dalma nedeniyle muhtemel kazaların şiddetini artıran önemli bir durumdur. Araç filosu uygun araçlardan oluşturularak ülkemizde kullanılan sağdan trafik akış yönüne geçilmelidir. Bu sağlanıncaya kadar sürecek mevcut trafik akış yönü uygulamasında kullanılan araçların far ve ayna ayarlamaları buna göre yapılmalıdır.
• Metrobüs hattının hız sınırı 60 km/s olarak belirlenmelidir. Hız sınırının hattın hiçbir yerinde aşılmadığından emin olmak için teknolojik önlemler (hız sınırlayıcı) devreye alınmalı, denetimler yapılmalıdır. Durak girişlerinde, durağın konumuna ve yol koşullarına göre uygun hızlar (örneğin 30km/h) belirlenmeli, araçların duraklara bu hızın üzerinde girmesine engel olacak önlemler alınmalıdır.
• Hattın risk yönetimi sürekli olarak gözden geçirilip güncellenmeli, ilgili iç unsurların risk yönetimine etkili katılımı sağlanmalıdır. Meslek odaları ve üniversiteler gibi uzman dış kuruluşlar ile ilişkiler yoğunlaştırılmalıdır.
RAYLI VE DENİZ TAŞIMACILIĞI ARTIRILMALI
Ülkede raylı ve deniz taşımacılığının artırılmaya ihtiyacı olduğu belirten açıklamanın sonuç kısmında ise şu ifadeler yer aldı:
“Bilimin ve tekniğin ışığında yapılması gerekenler elbette bellidir. Uygulamada ise, ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik koşullardan ve siyasi iktidarın baskılarından dolayı yerel yönetimlerin gerekli tedbirleri almaları zorlaşmakta, yapılması gereken iyileştirme ve alternatif çözüm yatırımları gecikmektedir. Bu sebeple, siyasi ikbal uğruna yapılanların sadece siyasileri ilgilendirmediğini, halkımızın konforuna, can ve mal güvenliğine doğrudan etki ettiğini de vurgulamak isteriz.
İstanbul’un metrobüs odaklı toplu ulaşım sisteminden kurtulmaya, çok daha çevre dostu ve güvenli olan raylı ulaşım sistemlerini, deniz taşımacılığını artırmaya ihtiyacı vardır. Bu amaçla, ilgili kurumlarımızın kısa, orta ve uzun vadede yapacağı tüm planlama ve çalışmalara, kurumumuzun bilgi ve birikimiyle, Motorlu Araçlar Komisyonumuz ve üyelerimizin gücüyle destek olmaktan mutluluk duyacağımızın bilinmesini isteriz.