21° Açık

MADIMAK KATLİAMINDA HAYATINI KAYBEDENLER ANKARA’DA ANILDI…

Gündem - 2 Temmuz 2023 08:21 A A

Madımak Katliamı’nın 30. yılında katliamda hayatını kaybedenler için Ankara’da anma etkinliği düzenlendi. Anmada konuşan PSAKD Ankara Şube Başkanı Cansu Erice, “Sivas Madımak katliamı, insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur ve insanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olamaz. Madımak katliamı; toplumu ayrışması, kutuplaştırılması için bilinçli yapılmış Alevi katliamıdır. Yaşadıklarımız bize bir kez daha göstermiştir ki örgütlü olmayan halklar ezilmeye, asimile olmaya, sömürülmeye ve katledilmeye mahkumdurlar” dedi.

Sivas’taki Madımak Otel’de 1993 yılında katledilenler için bugün Ankara’da anma etkinliği düzenledi. Anmaya katliamda hayatını kaybedenlerin yakınları, sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcilerinin yanı sıra vatandaşlar katıldı. Etkinlikte Madımak katliamında hayatını kaybedenlerin ismi okunduktan sonra katledilen Hasret Gültekin’in eşi Yeter Gültekin, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Sekreteri İsmail Ateş ve PSAKD Ankara Şube Başkanı Cansu Erice konuşma yaptı. Anmada ayrıca semah gösterisi yapılarak deyişler okundu.

“PİR SULTAN ABDAL’IN HAYALİNİ KURDUĞU HAK DÜNYASININ NASIL BİR DÜNYA OLDUĞUNU ANLATMAK ZORUNDAYIZ”

Verdikleri hak mücadelesini son nefeslerine kadar sürdüreceğini belirten Gültekin, şöyle konuştu:

“Sivas’ın ışığının sönmemesinin yolu bilimden ve ilimden geçiyor. Özelinde Madımak’ı konuşursak, geçen yıl burada aynı cümleleri kurdum. Bu gördüğünüz isimler birer fotoğraf değil. Birer yaşam ve o yaşamda ürettikleri, bıraktıkları var, cesaretleri var, inançları var. Serkan Doğan’ın anasına, o ateşin içinde yazdığı dizeler var. ‘Ölürsem arkamdan ağlama’ diye. Biz o sözü verdik. Ama bazen işte biz de insanız, tutamıyoruz kendimizi. Biz son nefesimize kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu tarihi inkar edilmeyecek, edilemeyecek hale getireceğiz. Ama bunun için hepimizin aynı bilinçle bu insanların eserlerini okuyup, bu insanların müziklerini aktarıp, bu insanların söylediği türkülerin nasıl bizim kılavuzumuz olması gerektiğini Pir Sultan Abdal’ın hayalini kurduğu hak dünyasının nasıl bir dünya olduğunu anlatmak zorundayız. Bizim görevimiz bu.”

“SİVAS MADIMAK KATLİAMI, İNSANLIĞA KARŞI İŞLENMİŞ BİR SUÇTUR”

Gültekin’den sonra konuşan PSAKD Ankara Şube Başkanı Cansu Erice, şunları söyledi:

“Şeriata karşı laiklik, zulme karşı adalet için 30. yılında, 2 Temmuz’da alanlardayız. 2 Temmuz 1993 Cuma günü Madımak Oteli’nde yaşatılan katliamın üzerinden tam 30 yıl geçti. Dördüncü Pir Sultan Abdal’ı anma etkinliklerinde gerici, ırkçı, faşistler tarafından 33 aydınımız, ozanımız, canımız, sanatçımız, semah dönen gençlerimiz, kısacası aydın geleceğimiz Madımak Otel’i ateşe verilerek katledilmiştir. Katliamın üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen katliamın hesabı verilmemiş, arkasındaki gerçek sorumlular açığa çıkarılmamış, adalet yerini bulmamıştır. Katillerin çoğu affedilmiş, yurt dışına çıkarılmış, normal yaşamlarına devam etmiştir. Tutuklu olanlar serbest bırakılmıştır. 30 yıllık hukuk mücadelesinde adeta aileler, Alevi örgütleri ve vicdanlar yargılanmıştır. Cafer Erçakmak ve yedi kişinin yargılandığı davanın zaman aşımı kararı dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından, ‘Milletimize hayırlı olsun’ diyerek karşılanmıştır. Firari üç sanık yönünden devam eden mahkeme süreci de zaman aşımına uğratılmaya çalışılmaktadır. Herkes bilmelidir ki Sivas Madımak katliamı, insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur ve insanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olamaz. Madımak katliamı; toplumu ayrışması, kutuplaştırılması için bilinçli yapılmış Alevi katliamıdır. Yaşadıklarımız bize bir kez daha göstermiştir ki örgütlü olmayan halklar ezilmeye, asimile olmaya, sömürülmeye ve katledilmeye mahkumdurlar.

“MADIMAK OTELİ UTANÇ MÜZESİ OLMALIDIR”

Aleviler olarak bir kez daha diyoruz ki, cemevleri Alevilerin ibadethanesidir ve Anayasal güvence altına alınmalıdır. Kapatılan ve el konulan dergahlarımız gerçek sahibi olan Alevilere geri verilmelidir. Her türlü ayrımcılık son bulmalı ve karşı olursa olsun nefret söylemleri en ağır biçimde cezalandırılmalıdır. Alevi köylerine cami yapılmasından vazgeçilmeli, Alevilerin kutsal mekanlarına yapılmak istenen baraj, HES, maden ve taş ocağı projeleri derhal iptal edilmelidir. Din dersleri tüm eğitim kurumlarında her kademesinden kaldırılmalı, eğitimin içeriği, bilimsel ve çağdaş normlara kavuşturulmalıdır. Laik ve demokratik cumhuriyetin önündeki en büyük engel Diyanet İşleri Başkanlığı kapatılıp, lağvedilmelidir. Devlet, tarihimizle ve yaşatılan katli yüzleşmeli ve hesabını vermelidir. Madımak Oteli Utanç Müzesi olmalıdır.

“MADIMAK KATLİAMINI UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ, HESABINI SORACAĞIZ”

Madımak katliamını ve insanlığa karşı işlenmiş tüm suçları unutmayacağız, unutturmayacağız, hesabını soracağız. Katliamın 30. yılında yitirdiğimiz canlarımızı unutturmak isteyenlere karşı gereken cevabı hep birlikte 2 Temmuz günü Sivas’ta, Madımak Oteli önünde verelim. Unutmak; başta inancımıza, direncimize, tarihsel bilincimize, Kerbela’daki Hüseyni duruşa, En-el Hak’tan geçmeyen Hallacı Mansur’a, Baba İlyas’tan Kalender Şah’a, darağacındaki Pir Sultan Abdal’dan günümüze, hak ve hakikat mücadelesinde inançları uğruna bedel ödeyenlere ihanettir. Unutmak; Asım Bezirci’nin kalemine, Hasret Gültekin’in bağlamasına, Nesimi Çimen’in curasına, Asuman Sivri’nin semahına, Koray Kaya’nın düşlerine ihanettir. Madımak katliamını unutmadık, unutturmayacağız, hesabını soracağız.”

“BU KATLİAMLARI YÜZLEŞMEDİĞİMİZ SÜRECE BENZER KATLİAMLARI YAŞAMAK ZORUNDA KALACAĞIZ”

Anmada son olarak söz alan PSAKD Genel Sekreteri İsmail Ateş de tüm Alevileri 2 Temmuz’da Madımak Oteli’nin önüne davet etti. Ateş, konuşmasında şunları söyledi:

“Biz bu katliamlarla yüzleşmediğimiz sürece benzer katliamları yaşamak zorunda kalacağız. Gönül isterdi ki biz bugün başka bir baharı yaşayalım, olmadı. Ama görünen de şu ki bu acıları bize yaşatmaya da devam etmeye gayet kararlı görünüyor ne yazık ki AKP iktidarı. 2 Temmuz 1993 tarihinde Madımak Oteli’nde 33 Pir Sultanımız semaha dururken Aziz Nesin’i suçlamışlardı, ‘Aziz Nesin halkı kışkırttı’ demişlerdi. Peki biraz geriye gidersek Çorum’da, Milönü Mahallesi’nde hamile kadınları öldürürken, katlederken, Veli Dede’yi tandır fırınında yakarken Aziz Nesin mi bunları tahrik etmişti? Aziz Nesin mi vardı? Maraş’a gidersek, 90 yaşında Cennet ananın tornavidayla gözlerini oyarken, 11 yaşındaki İsmail’in kollarını ve bacaklarını kesip kendi kanında kaynatarak katlederken Aziz Nesin mi bunları tahrik etmişti? Bu zihniyet bize yeni gelmedi. Bu zihniyet ne yazık ki Anadolu’da bütün kendisinin dışında olanları katletme zihniyeti binlerce yıldır süre geliyor. Bizler bunun karşısında durmak için bir arada olmak zorundayız.

“BİZ KORKUYU KERBELA’DA BIRAKTIK”

Eğer bizler bir arada durmadığımız sürece AKP iktidarı mayıs ayından yapılan seçimlerden elde ettiği güç ile bizleri susturmaya, katletmeye devam edecek. Peki biz bunlardan korkacak mıyız? Deniz’i hatırlıyorsunuz değil mi? Deniz bir Hüseyin’e bir soru sormuştu, demişti ki Hüseyin’e, ‘Dede korkuyor musun?’ Hüseyin de dedi ki, ‘Deniz, biz korkuyu Kerbela’da bıraktık.’ Canlar biz korkuyu Kerbela’da bıraktık. Sizden mi korkacağız? Sizden mi çekineceğiz? Biz bu katliamlarla yüzleşmek zorundayız. Bu adamlar, bu şeriatçı yapının sırtını sıvazlaya sıvazlaya önce Maraş yaşattılar, Çorum’u, Sivas’ı, daha sonra Madımak’ı, ardından da Gazi Mahallesi’ni, 10 Ekim’i, Suruçları, Roboskileri yaşattılar. Biz, bunlardan hesap soracağız. Unutmayacağız, unutturmayacağız.”

Gündem - 08:21 A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.
Hazır Site by Uzman Tescil webmaster