19° Açık

Köylüler, zeytinliklerin talana açılmasını öngören yasa teklifini protesto ediyor

Gündem - 15 Temmuz 2025 08:29 A A

Image

İktidarın Meclis’e sunduğu ve yasalaştırmak için canhıraş uğraştığı zeytinliklerin talanını öngören yasa teklifine tepki gösteren köylüler, 10 günü aşkın süredir Meclis yakınlarında bulunan Ankara Cemal Süreya Parkı’nda nöbet tutuyor. Burada yatıyor, burada kalkıyorlar. Geçim kaygısı bir yana dursun, yaşadıkları yerin doğasına, anısına, tabiatına ve yaban yaşamına sahip çıkmaya çalışıyor. Madenlerin kirlettiği su kaynaklarına, kesilen ağaçlara dert yanan köylüler, bir umutla yasa taklifinin geri çekilmesini bekliyor. Gazetemiz Cumhuriyet, köylülerin eylemini sürdürdüğü Cemal Süreya Parkı’na giderek köylülerden birkaçıyla görüştü. Sesini tüm Türkiye’ye duyurmak isteyen köylüler, niçin parkta bulunduklarını Cumhuriyet’e anlattı.

‘BUNU BİZE DEVLET DAYATTI’

İzmir Kınık’tan Ankara’ya gelen orman köylüsü ve ziraat mühendisi Mehmet Aksoy, maden şirketlerinin köylülerden önce ev karşılığı toprak aldığını, köylüleri madenlerde işe aldığını, daha sonra çeşitli bahanelerle köylüleri işten çıkarttığını belirtti. Aksoy, “Kimse bağını, bahçesini, anılarını satmak istemez. Bu, devletin bize dayattığı bir şey. Tütünü, pamuğu, zeytini bitirdi. Bizi yerli ve yabancı sermayedarlara köle olarak kullandırtmak için böyle bir politika izledi ve bunu başardı. Biz tarlamızı madene sattık, maden şirketi de bizi kapının önüne koydu” dedi. Maden şirketlerinin köylülerin geçim şartlarının yanı sıra yaşadığı çevreyi de kötü etkilediğini vurgulayan Aksoy, “Biz köylüyüz. Balığı marketten alamayız. Balığı derede tutardık. Yazın serinlemek için deniz veya havuz şansımız yoktu. Dereye girerdik. Berrak ve tertemizdi. Benim balık tuttuğum derenin suyu şimdi simsiyah. Madendeki kömür tozlarıyla dolu. Balıklar öldü. Yüzmeyi öğrendiğim dere yataklarına şimdi ayağımı sokamam” ifadelerini kullandı.

Köylüler, zeytinliklerin talana açılmasını öngören yasa teklifini protesto ediyor: ‘Devlet şimdi de gözünü yaşam hakkımıza dikti’

‘KÖYLÜYÜZ AMA CAHİL DEĞİLİZ’

Yasayı çektirmeden geri dönüş imkanlarının olmadığına vurgu yapan Aksoy, “Bizim traktörlerimiz hacizde. Hayvanlarımızı yem ve ilaç karşılığında sattık. Evler ipotekli. Tarlalar hacizli veya ipotekli. Devlet bizi zaten mülksüzleştirdi. Bizim elimizde kalan iki şey var. Sabah kalkıp nefes alabiliyoruz. Biraz da kalan temiz su kaynaklarından su içiyoruz. Devlet bizi zaten yoksullaştırıp perişan etti. Doğru düzgün eğitim, ulaşım, sağlık hakkımız yok. Yaşam hakkımız kaldı sadece. Devlet şimdi de buna gözünü dikti. İdeolojik veya siyasi bir kaygı değil buradaki bekleyiş. Bu bizim yaşam hakkımız” diye konuştu. Zeytinliklerin taşınmasının çare olmayacağını da belirten Aksoy, “Zeytin bir yıllık bitki değil. Bir orkide, fesleğen, kaktüs değil ki bu. Bunu alıp oraya koy bir yıl sonra tekrar can bulsun gibi bir olay yok. Üç yüz, beş yüz yıllık ağaçlar var. Bunları taşırsan aynı verimi alman imkansız. Biz köylüyüz ama cahil değiliz” dedi.

‘BÜYÜK HATA YAPIYORLAR’

Muğla Milas Karacahisar köyünden gelen Halil Şallı ise, eylemde olmasının sebebini enerji santralleri ve kömür havzalarının yol açtığı çeşitli sorunlar olarak açıkladı. Şallı, “Kanser vakaları arttı. Sağlık Bakanlığı’ndan kanser vakalarının sayısal listesini istediğimizde vermiyorlar. Yeraltı sularımızı kirlettiler, bir kısmını da kaybettiler. Bu da insan eliyle oldu. Sondaj kuyularını doğal su kaynaklarının kenarlarına vurarak su kaynaklarını kömür çıkartmak adına kuruttular. Ormanlarımız, endemik bitki türlerimiz, yaban hayatımız ne yazık ki tamamen yok oldu. Şimdi susuzlukla baş başayız. Onun için, bu yasanın acilen geri çekilmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı. Şallı, “ Biz burada beklemeye devam edeceğiz. Eğer meclisten geçirirlerse eve gitmeden önce burada yine zeytinliklerimizin dibinde nöbet tutacağız. Büyük bir hata yaparlar, bunun sonucu çok ağır olur. Sığındıkları tek nokta kamu yararı. Bahane ettikleri ‘kamu yararına’ karşın da şunu söylüyorum: Zeytinin üç öğün yemekte yağı kullanılıyor. Sabah etini yiyorsunuz. Çekirdeğinden ısınıyorsunuz. Kirlendiğinizde sabunu ile yıkanıyorsunuz. Dostluk ve barış simgesi olarak dalını kullanıyorsunuz. Aynı zamanda dolares gibi bir ağrı kesicidir, vücudunuza sürdüğünüzde. Böyle bir faydalı ağacı kamu yararı adına yok edemezsiniz. Yok etmemeniz lazım. Kesinlikle kabul etmiyoruz bunu. Bu yasanın derhal geri çekilmesini istiyoruz” diye konuştu.

Kaynak:Cumhuriyet.com.tr

Gündem - 08:29 A A
BENZER HABERLER
Hazır Site by Uzman Tescil webmaster