İstanbul Barosu, tutuklanan gençleri ziyaret etti

İstanbul Barosu Silivri’deki Marmara Ceza İnfaz Kurumlarında tutuklu öğrencileri ziyaret etti. Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu üyesi Kemal Aytaç, “Dışarıda uygulanan şiddet, baskı ve işkence cezaevlerinde de ne yazık ki sürdürülmekte. Hiç kuşkusuz bunu yapanların kimler olduğunu, kimlerin talimat verdiğini hepimiz biliyoruz.
Bunun sorumlusu siyasi iktidardır, bugün ülkeyi yönetenlerdir. Bugün 70 civarında avukat arkadaşımızla 200’ü aşkın tutuklu insanlarımızı ziyaret ettik, onların ihtiyaçlarını, sıkıntılarını paylaştık, moral verdik, bayramlaştık. Bunu savunma adına yapıyoruz. Bunu İstanbul Barosu adına yapıyoruz. İstanbul Barosu avukatları olarak temel sözümüz şudur: Hiç kimseyi savunmasız bırakmayacağız” dedi.
İstanbul Barosu Silivri’deki Marmara Ceza İnfaz Kurumları’nda İmamoğlu’na destek eylemlerinde tutuklu öğrencileri ziyaret etti. Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu üyesi Kemal Aytaç, “Hiç kimseyi savunmasız bırakmayacağız” dedi.
Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu üyesi Kemal Aytaç, ziyaret sonrasında yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“Keşke hoş olabilsek, özellikle son süreçte. Bu ülkede uzun süredir sürekli olumsuz, hukuksuz, haksız uygulamalarla karşı karşıyayız. Bu ülkede geldiğimiz noktada hukuk adına, yargı adına gerçekten söyleyecek söz, tartışılacak bir durum neredeyse kalmadı. O kadar ki çok açık kurallar ihmal edilmekte, yasanın vermediği, düzenlemediği yetkilerle insanlar gözaltına alınmakta ve tutuklanmakta. Gösteri yürüyüş ve basın açıklaması anayasamızda çok açık bir şekilde izin alınmaksızın her yurttaşın, her kurumun yapabileceği bir şey. Bu yapılıyor diye insanlar gözaltına alındı, sadece gözaltına alınmadı, zalimce uygulamalar yapıldı. Şiddet kullanıldı, işkence yapıldı. Özellikle kadınlara ve gençlere dönük olarak ciddi bir baskı ve zulüm uygulandı ve belki de Cumhuriyet tarihinde gösteri ve yürüyüş nedeniyle bu sayıda tutuklama yapıldı. O kadar ki bu tutuklamaları yapanlar, gerçekten ne bir belge, ne bir bilgi, ne ciddi bir gerekçe olmaksızın tamamen yürütmenin siyasetin talimatlarıyla, hukukun, kanunların zerresinin olmadığı bir uygulamayla karşı karşıyayız.
Dışarıda uygulanan şiddet, baskı ve işkence cezaevlerinde de ne yazık ki sürdürülmekte. Hiç kuşkusuz bunu yapanların kimler olduğunu, kimlerin talimat verdiğini hepimiz biliyoruz. Bunun sorumlusu siyasi iktidardır, bugün ülkeyi yönetenlerdir. Bugün 70 civarında avukat arkadaşımızla 200’ü aşkın tutuklu insanlarımızı ziyaret ettik, onların ihtiyaçlarını, sıkıntılarını paylaştık, moral verdik, bayramlaştık. Bunu savunma adına yapıyoruz. Bunu İstanbul Barosu adına yapıyoruz. İstanbul Barosu avukatları olarak temel sözümüz şudur: Hiç kimseyi savunmasız bırakmayacağız. Dün yaklaşık 40 avukatla, bugün 70 avukatla, yarın daha fazlasıyla Silivri’de olacağız. Bu tutuklanan kadın, genç arkadaşlarımızı, insanlarımıza sahip çıkmaya, onlarla birlikte olmaya devam edeceğiz.”
“İTİRAZLAR KARARA BAĞLANMALI VE TUTUKLANAN BÜTÜN YURTTAŞLARIMIZ SERBEST BIRAKILMALIDIR”
İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Sayman üyesi Avukat Ahmet Ergin de şunları söyledi:
“Bugün buraya bir tanıklık için geldik ve tanık olduğumuz şeyler korkunç. Bu bayramda ailelerinden ayrılan gençler, kadınlar, yurttaşlarımız maalesef insani koşulların, yasaların gerektirdiği koşulların yerine getirilmediği ortamda cezaevinde tutuluyorlar. Aradan neredeyse bir haftaya yakın zaman geçmesine rağmen hala hijyen malzemeleri, diş fırçasını bile edinemeyen gençlerle karşılaştık. Bir kısmına, başka suçlardan yargılanan kimselerin bulunduğu koğuşlarda temizlik yaptırılıyor. Bazıları mescit diye ayrılmış yerlerde gecenin sadece kısa bir süresinde yatıp uyuyabiliyorlar. Fiziki koşullar gerçekten hiç uygun değil. Ayrıca cezaevinde bir şiddetten bahsedemezsek de buraya kolundaki platini çıkmış, yüzü parçalanmış, kaburgası kırılmış halde gelen tutuklular var. bunların da isimlerini not ettik. Kaburgası kırılmış halde gelen tutuklu yurttaşımız maalesef sırt üstü yatarak hastanede olması gerekirken hala koğuşta tutuluyor. Elbette başka şeylere de tanıklık ettik. Yüzlerce kişi çoğunluğu genç olmak üzere önce gözaltına alındı, şafak operasyonlarıyla gözaltına alındı daha sonra Emniyet sürecinden sonra Çağlayan’a sevk edildiler ve bu ülkede ilk kez 2911’den sevk edilen kişilerin terör savcılarınca sorgulandığını gördük.
Terör savcıları 2911’i yani cezası 6 ayla 3 yıl arasında değişen en basit tırnak içinde söylüyorum suç sayılan bir suçlamayla gelenleri evrak üzerinden kolaylıkla tutuklamaya sevk edebildiler. Suç ceza hakimlikleri de adeta bir talimat gibi davranarak, sevke uygun kararlar verdiler. Sadece İstanbul’da 270’e yakın kişi tutuklandı, bu son bir hafta içerisinde. Sayın İmamoğlu’yla birlikte tutuklananlar dahil değil bu sayıya, daha sonraki protestolarda tutuklananlar dahil. 100 civarında ev hapsi ve diğer adli kontrol tedbirleri var. Şu an da bu gençlerin aynı zamanda bayram sonrasında sınavları başlıyor, vizeleri başlıyor ve bu vizelerine katılmaları gerekiyor. Tutuklamayı gerektirecek herhangi bir suç işlemediler, demokratik haklarını kullandılar. Eğitim haklarının da elinden alınması doğru olmayacak. Bir an önce itirazlar karara bağlanmalı ve tutuklanan bütün yurttaşlarımız serbest bırakılmalıdır. Burada baro olarak bütün hak ihlallerinin, kötü muamelelerinin, biber gazının, ters kelepçenin artık kanıksanmaması gerektiğini, kanıksamayacağımızı söyleyerek bu konuda gerekli yasal girişimleri yapacağımızı da tekrarlayalım. Bütün hazırlıklarımızı yaptık ve hukuken de bu mücadelemizi sürdüreceğiz.”
-
Yozgat’ta çiftçiler, Ekrem İmamoğlu’na destek…
-
Avrupa Komisyonu Üyesi Marta Kos’tan ‘İmamoğlu’ tepkisi!
-
Yurttaşa ‘vatan haini’ demişti, üç yıldır vergi vermediği ortaya çıktı!
-
CHP’li Ali Mahir Başarır’ın, Mesut Özil’e ‘, ‘Yerli ve milli kardeşim, sen hangi milli takımda oynadın?’
-
Özgür Özel’: ‘Erdoğan’a helal olan millete haram olamaz!’
-
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, boykot çağrılarına soruşturma başlattı: CHP’den jet yanıt!