Hasta gelmediği için sağlık emekçisine maaş kesintisi…
Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Ahmet Mehlepçi, ‘gelmeyen hasta’ gerekçe gösterilerek aile sağlığı emekçilerinin maaşında kesinti yapılmasına tepki gösterdi. Sağlık Bakanlığı’nın personeline karşı açtığı davaları kaybetmesi nedeniyle kamuyu zarara uğrattığını da belirten Mehlepçi, “Paralar, dava açmaya ayrılacağına, altyapıya ayrılsaydı, İstanbul’da en az bin aile sağlığı merkezi yapılabilirdi. Böylece bakan da sözünde durmuş olurdu” dedi. Sağlık emekçileri maaş kesintisine tepki için bugün il sağlık müdürlükleri önünde olacak.
Cumhurbaşkanlığı, bakanlıklara ilişkin yayımladığı genelgeyle, idarenin aleyhine sonuçlanan davalar nedeniyle oluşan kamu zararının azaltılması ve kamu kaynaklarının etkin kullanılması amacıyla disiplin süreçlerinin mevzuata uygun yürütülmesi konusunda uyarıda bulundu. Bu genelgenin muhatabının Sağlık Bakanlığı olduğunu belirten Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Ahmet Mehlepçi, söz konusu genelgenin en çok Sağlık Bakanlığı ve taşra teşkilatını ilgilendirdiğini düşündüklerini belirtti. Mehlepçi, Sağlık Bakanlığı dışında kendi personeline karşı bu kadar çok dava kaybeden başka bir bakanlığın bulunmamadığını ifade etti. Bugün ise ‘gelmeyen hasta’ yüzünden aile sağlığı çalışanlarının maaşında kesintiye gidildi. Konuya ilişkin konuşan Mehlepçi “Genelgenin özü nettir: Devleti zarara uğratacak uygulamalardan kaçınılmalı, hukuka aykırı işlem ve düzenlemelerde ısrar edilmemelidir. Ancak gelinen noktada Sağlık Bakanlığı’nın bu genelgeyi dikkate almadığı açıkça görülmektedir. Danıştay’ın, ‘Altı ay boyunca başvurmayan hastalardan aile hekimleri sorumlu tutulamaz’ yönündeki açık kararına rağmen, Bakanlık bu kararı dolanarak yeni bir yönetmelik yayımlamış ve söz konusu süreyi bir yıla çıkarmıştır. Bu yaklaşım, yargı kararlarının ruhuna ve hukuk devleti ilkesine açıkça aykırıdır” dedi.
‘DEVLETİ ZARARA UĞRATIYOR’
Sağlık Bakanlığı’nın usulsüz ve hukuksuz işlemler nedeniyle binlerce davayı kaybetmeye devam etttiğini ve ‘yanlış uygulamalarda’ ısrar ettiğini söyleyen Mehlepçi, “Anayasal bir hak olan sendikal izinlerin kullandırılmaması için her türlü yol denenmekte, sağlık çalışanlarına “dava açın, kazanın, öyle kullanın” denilerek açıkça hukuksuzluğa zorlanmaktadır. Bu yaklaşım, hem çalışan haklarını yok saymakta hem de devleti bilinçli şekilde maddi zarara uğratmaktadır. Ne yazık ki bu zararın hesabını veren de yoktur” dedi. Sağlık Bakanlığı’na hukuka aykırı uygulamalardan vazgeçmesi çağrısında bulunan Dr. Mehlepçi “Eziyet yönetmeliğini geri çekin. Unutulmamalıdır ki bu düzenlemeler de daha öncekiler gibi eninde sonunda yargıdan dönecektir” diye konuştu.
‘MAAŞ KESİNTİSİ HANGİ MANTIĞA SIĞMAKTADIR?’
Bir kişinin sağlık hizmeti alıp almamasının tamamen kendi tercihi olduğunu belirten Mehlepçi “Hastayı zorla sağlık kuruluşuna getirmeye çalışmak sağlık çalışanının görevi değildir ve böyle bir yükümlülük hukuken de fiilen de mümkün değildir. Polisin dahi bulamadığı kayıp 1 milyon kişiyi aile hekiminin bulmasını istemek; yetmiyormuş gibi bulunamayan kişiler üzerinden sağlık çalışanlarının maaşını kesmek kabul edilemez bir yaklaşımdır. İçişleri Bakanlığı “suç işlenmedi” diye polislerin maaşını kesmiyorsa, Sağlık Bakanlığı’nın “hasta gelmedi” diye sağlık çalışanlarının maaşını kesmesi hangi mantığa sığmaktadır?” sorusunu yöneltti. Sağlık çalışanlarının emeğinin cezalandırıldığını; idarenin kendi sorumluluğu çalışanların üzerine yüklediğini belirten Mehlepçi, “Bugün bir ebe ya da hemşire zaten yoksulluk sınırının çok altında bir ücretle yaşam mücadelesi verirken, üzerine bir de gelmeyen hasta için ceza niteliğinde kesinti uygulanması ne hukukla ne adaletle ne de vicdanla bağdaşmaktadır. Önce gerçekten gelen hastanın derdini çözün. HPV aşısı için başvuran hastayı mağdur etmeyin. Kanser taraması için gelen hastanın randevu çilesini ortadan kaldırın. İlacına erişemeyen hastamızın sorununu çözün” diye konuştu.
‘DÖNER SERMAYENİZE AKTARMAKTAN BAŞKA AMACINIZ NE?’
“Sistemin her rengini tüketip, şimdi gelmeyen hastayı problem ediyorsunuz” diyen Mehlepçi, “Bize kesilen parayı kendi döner sermayenize aktarmaktan başka amacınız nedir, gerçekten anlayamıyoruz. Cumhurbaşkanlığınca yayımlanan Genelge’nin
10.Yargı Kararlarının Uygulanması başlıklı maddesinde; ‘Yargı kararları geciktirilmeksizin ve eksiksiz olarak uygulanmalı; yeni hatalı işlemlerle yeniden dava açılmasına sebebiyet verilmemelidir’ ifadesi yer almaktadır. Yani burada açıkça, yargı kararlarının tam ve zamanında uygulanması gerektiği, yeni hatalı işlemlerle yeniden dava açılmasına yol açılmaması gerektiği belirtilmektedir. Ancak uygulamaya baktığımızda, geçen yıl 30 Ekim’de çıkarılan yönetmelik ile ilgili olarak, ısrarla tüm mecralarda defalarca dile getirmemize rağmen Sağlık Bakanlığı tarafından hiçbir şekilde ciddiye alınmadığımızı görüyoruz. İş bırakma eylemleri yaptık, basın açıklamaları gerçekleştirdik; ancak bakanlık kesinlikle geri adım atmayacağını ifade etti.
‘BİN AİLE SAĞLIĞI MERKEZİ YAPILABİLİRDİ’
Mehlepçi son olarak şunları söyledi: “PPI olarak adlandırılan mide koruyucular, antibiyotikler ve ağrı kesiciler için, “Şu kadar sayının altında yazarsanız pozitif performans veririm, fazla yazarsanız vermem” denilmesi; hekimin reçetesine ve tedavi özgürlüğüne müdahale anlamına gelmekte, halk sağlığını açıkça riske atmaktadır. Bakanlık “Altı ay boyunca aile sağlığı merkezine gelmeyen hastanın ücretini ödemem; sen ne yap, et bu hastayı merkeze getir” demektedir. Danıştay, düzenlemenin hukuka aykırı olduğuna hükmetmiş ve yürütmesini durdurmuştur. Buna rağmen bakanlık, bu maddelerin tamamını kelime oyunlarıyla evirip çevirerek yeniden düzenlemiştir. Sağlık Bakanlığı yapay zekâyı kullanmayı çok sevmektedir. Kimlerin kaç saat çalıştığı, kaç hasta baktığı gibi veriler REDES adlı sistem üzerinden takip edilmekte ve bu sistem çalışanlar üzerinde bir baskı aracına dönüştürülmektedir. Üstelik KVKK’ya ve hasta haklarına aykırı olmasına rağmen, aile sağlığı merkezlerindeki bilgisayarlar baskı yoluyla denetlenmeye çalışılmaktadır.Bakanlık, yapay zekâya şunu da sorabilir: ‘Bugüne kadar personelimize karşı kaç dava kaybettik?’ Personeline karşı kaybettiği davalar için harcanan paralar, dava açmaya ayrılacağına altyapıya ayrılsaydı, İstanbul’da en az bin aile sağlığı merkezi yapılabilirdi. Böylece bakan da sözünde durmuş olurdu.”
Sağlık emekçileri konuya ilişkin bugün günü saat 12.30’da Ankara ve İstanbul’da İl Sağlık Müdürlükleri önünde eş zamanlı olarak basın toplantısı düzenleyecek.
-
‘Dünyanın En İyi 100 Tatlısı’ açıklandı
-
Güllü’nün ölümüne ilişkin oğlu ifadeye çağrıldı
-
Van, Bitlis ve Muş’ta kar nedeniyle ulaşımda aksamalar
-
Birleşik Kamu-İş, Tükeniyoruz. Açlık sınırında değil, insanca yaşamak istiyoruz
-
Hasta gelmediği için sağlık emekçisine maaş kesintisi…
-
TÜİK Konut Satış İstatistikleri açıklandı…
