Günaydın’dan ‘diploma iddialarına’ sert yanıt

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasına ilişkin iddialara sert tepki gösterdi. Günaydın, bazı medya organlarında İmamoğlu’nun diplomasının iptal edileceğine dair çıkan haberlerin siyasi bir operasyonun parçası olduğunu ifade etti.
Yandaş basının en hızlı tetikçileri, İmamoğlu diplomasının önümüzdeki hafta başında iptal edileceğine ilişkin yazılarla boyalı basını doldurma yarışına giriştiler.
Nitekim İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da, tanımlanmış görevlerinin dışına taşarak, İstanbul Üniversitesi rektörlüğüne üst üste yazılar yazarak diploma iptalini adeta talep ediyor.
Bu açık hukuk tanımazlık karşısında, kamuoyuna meseleyi en açık biçimiyle anlatma ihtiyacı hissettim;
1- Ekrem İmamoğlu 1988 ve 1989 yıllarında Girne Amerikan Üniversitesi İngilizce İşletme Yönetimi bölümünde hazırlık ve 1 inci sınıf öğrenimi görüyor.
2- İstanbul Üniversitesi’nin 1990 yılında verdiği ilanda, yatay geçiş koşulları şöyle belirlenmiştir; tüm derslerden geçmiş olması, not ortalamasının en az 60 olması ve zamanında başvuru yapması. (1990 yılında yürürlükte bulunan ve yatay geçişi düzenleyen birincil ve münhasır mevzuat, 21 Ekim 1982 tarihli ve 17845 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yükseköğretim Kurumları Arasında Önlisans ve Lisans Düzeyinde Yatay Geçiş Esaslarına İlişkin Yönetmelikten ibarettir).
3- Üniversite, İmamoğlu ile birlikte 51 kişinin bu şartları karşıladığını Komisyon Kararı ve Yönetim Kurulu Kararı ile tescil etmiş ve bu kişilerin yatay geçişleri sağlanmıştır.
4- Yatay geçiş sonrası İstanbul Üniversitesi işletme Fakültesi İngilizce İşletme Yönetimi bölümünde 2, 3 ve 4 üncü sınıf eğitimlerini tamamlayan İmamoğlu mezun olarak diploma almaya hak kazanmış, diploması 1994 yılında düzenlenmiştir.
5- Mezuniyetinden 25 yıl sonra, 2020 yılında CiMER’e yapılan ve yatay geçişin hukuksuzluğunu iddia eden başvuru üzerine, istanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanlığı durumu inceleyerek İstanbul Üniversitesi rektörlüğüne yatay geçiş ve mezuniyette mevzuata aykırı bir yön bulunmadığını ifade etmiştir.
6- Bu kez mezuniyetten 30 yıl sonra, Eylül 2024 Ayı’nda CiMER’e yapılan Başvuru Istanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na ulaşmış, oradan de YÖK’e yönlendirilmiştir.
7- İstanbul CBS’nın talebi üzerine YÖK Denetleme Kurulu tarafından hazırlanan raporda, İmamoğlu’nun yatay geçiş kriterlerini sağladığı ancak Girne Amerikan Üniversitesinin 1993 yılında tanınması nedeniyle geçişin usulsüz olduğu gibi, hukuki güvenlik ve kuralların geriye yürümezliği ilkelerini hiçe sayan, keyfi bir sonuç cümlesi yer almıştır.
8- Tanınma, ilk defa 24/04/2010 tarihli ve 27561 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yükseköğretim Kurumlarında Önlisans ve Lisans Düzeyindeki Programlar Arasında Geçiş, Çift Anadal, Yan Dal ile Kurumlar Arası Kredi Transferi Yapılması Esaslarına İlişkin Yönetmelik ile mümkün olmuştur. Görüldüğü gibi YÖK Raporu, 2010 yılında yürürlüğe giren bir mevzuatı 1990 yılında arayan bir açık saptırma içeriğine sahiptir.
9- Kaldı ki, YÖK’ün Girne Amerikan Üniversitesi’nden 1991 ve 1992 yılında mezun olan kişilere denklik verdiği, İmamoğlu avukatları tarafından belgeleriyle birlikte basınla paylaşılmıştır.
BU SOMUT VE MADDİ GERÇEKLERİN ARDINDAN AÇIKÇA İFADE EDELİM;
1- 30 yıldan fazla zaman önce mezun olmuş İmamoğlu’nun olan diplomasını bugün tartışmaya açmak ve iptal etmeye yeltenmek, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine yönelik kirli bir oyundur.
2- Yatay geçiş koşullarını belirleyen ve ilan eden idaredir. O tarihte 17 yaşında olan İmamoğlu koşulları uyduğu için yatay geçiş hakkını kullanmıştır. Birlikte yatay geçiş yaptığı 51 kişinin değil de yalnızca İmamoğlu’nun hedefe konulması, kirli oyunun amacını açıkça ortay koyar niteliktedir.
3- 56 kişilik İstanbul Üniversitesi Senatosu’nun kapalı oylama ile alacağı karardan bu hukuksuzluğu geçiremeyeceklerini anlayanlar, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı’nı istifa ettirerek, Fakülte Yönetim Kurulu’ndan bu kararı geçirme gibi bir hukuksuzluğun telaşı içine girmişlerdir.
Süreci tüm ülke ve uluslararası kamuoyu yakından takip etmektedir.
Bu açık hukuksuzluğa, yargının araçsallaştırılmasına, İstanbul seçimlerinde üç kez karşısına çıkarılan adayları değil aslında Erdoğan’ı yenen İmamoğlu’na faul yapılmasına izin vermeyeceğiz.