13° Parçalı bulutlu

Barış Terkoğlu: Kelepçeli burjuvanın duyulmayan çığlığı

Gündem - 7 Kasım 2024 10:54 A A

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer“terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla hapiste. Tutuklamaya sevk yazısına bakarsanız en büyük delil, kardeşi PKK’li birinin annesinin ölümünün ardından açılan başsağlığı telefonu. Yani savcılık diyor ki: Kardeşi PKK’li birine annesi ölse de başsağlığı dileyemezsin, bu seni örgüt üyesi yapar!

Tutuklamanın ardından, İstanbul cumhuriyet başsavcısının yaptığı bir ziyaret medyada aynı başlıklarla yer aldı: “Başsavcıdan Mansimov’un kanalına ziyaret”.

Kastedilen kişi Mübariz Mansimov. Kanal ise Ekol TV.

Resmi sahibi kayıtlarda Mansimov olarak görünmese de Mansimov’un kanalla ilişkisi sır değil. Dünyanın en zenginler listesinde yer alan Mansimov, hissedar olmadan kanalın kuruluşunda yer aldı. Bu yüzden de kamuoyunda da devlet katında da medyada da Ekol TV denince akla hep onun adı geldi.

Hayır, yanlış anlamayın. Bunları Mübariz Mansimov’u ya da Ekol TV’yi eleştirmek için yazmadım. Aksine mesele başka.

Önümde yeni çıkmış bir kitap duruyor. Adı: Gurban-Kızıl Ordu’dan Silivri’ye (Tekin Yayınları). Yazarı: Furkan Karabay. Tahmin ettiğiniz gibi Mansimov’un bir Kızıl Ordu subayından işadamına dönüşümünün hikâyesi anlatılıyor.

Sovyetler’in yıkılışının ardından yaşanan özelleştirme dalgasıyla büyüyen Mansimov, 22 Ekim 1998’de Palmali isimli şirketi kurarak Türkiye’ye adım attı. AKP dönemi ise Mansimov’un hızla büyüdüğü yıllar oldu.

2006’ya gelindiğinde Palmali’nin 21 ülkede ofisi vardı. Çalışan sayısı 45 bin kişiyi bulmuştu. Filosu 130 gemilik bir dev olmuştu. Yıllık cirosu 3 milyar doları geçmişti. Rusya petrollerinin yaklaşık yüzde 75’ini o taşıyordu.

AĞAR İLE MANSİMOV DOSTLUĞU

17 Temmuz 2006’da Türk vatandaşı olup Gurbanoğlu soyadını aldı. Aynı dönemde Azerbaycan Devlet Petrol şirketi SOCAR ile çalışmaya başladı. Azerbaycan’dan Türkiye’ye gelen tüm ham petrolü taşıma yetkisine sahip tek şirket oldu.

Elbette iktidar ile hep iyi ilişki kurdu. O kadar ki adını Erdoğan ailesinin üyelerinden alan BUMERZ’in (“BU”su Burak Erdoğan’ı, “M”si Mustafa’yı “ER”i Erdoğan’ı “Z”si ise Ziya İlgen’i temsil ediyor) büyümesinde, Mansimov ile yaptığı alışverişin etkisi vardı. Erdoğan ailesinin diğer şirketleriyle de partner oldu.

Azerbaycan-Türkiye ticari ilişkilerinin yükselen yıldızı olan Mansimov’un bir dostu daha vardı: Mehmet Ağar. Kitapta Ağar-Mansimov ilişkisi şöyle anlatılıyor:

“Bakü’de görüşmelerinin ardından Ağar’ı yanına almayı teklif etti. Ve ona ofis verdi, yıllarca hiç kira almadığı bir ev tahsis etti. Yurtdışı seyahatlerini Ağar’sız yapmamaya başladı. 2004 yılından sonra Ağar adeta Mansimov’un gölgesi haline gelmişti.”

Yedikleri içtikleri ayrı gitmiyordu. Ağar hapse girdiğinde en sadık ziyaretçisi Mansimov’du. 2013 yılında, Ağar Pensilvanya’da Fethullah Gülen’i ziyaret ederken Mansimov’u da götürmüştü.

YARGI OPERASYONUYLA HAPİSTE

Sanatçılarla özel buluşmalar… Pahalı arabalar ve saatler… Futboldan magazine medyada öne çıkan rüya gibi bir yaşam.

Forbes’un dünyanın en zenginleri listesindeki Mansimov’un yıldızının kayışı SOCAR ile iş ilişkilerinin bozulmasıyla başladı. Sizi detaylara boğmayayım. Ama Mansimov, önce Sedat Peker’in videolarına konu olan Yalıkavak Marina’yı, ardından 7 yıldızlı Edition Oteli’ni kaybetti.

Hükümet, SOCAR ile Mansimov arasında elbette SOCAR’ı seçmişti. Rus Lukoil ile de kavgalı olan Mansimov aleyhinde yağmur gibi hamleler yapılıyordu. 22 Haziran 2017 tarihinde CİMER’e FETÖ üyeliğine dair ihbar geldi. Ne Bank Asya ne ByLock. Savcılık bir delil bulamayınca kovuşturmaya yer yok kararı verdi. Ancak Mansimov, kendi anlattığına göre SOCAR ve Lukoil ile kavga ediyordu. Sonunda, 15 Mart 2020’de FETÖ’den gözaltına alındı, tutuklandı.

BAKANLARLA PENSİLVANYA!

Savunması, tam bir Türkiye klasiğiydi: “17-25 Aralık’tan çok önce, Amerika’ya aralarında tanınmış bakanların, büyük işadamlarının olduğu yüzlerce kişilik bir resmi heyetle gittik. (…) Bu ziyaretten dolayı FETÖ’cü olunuyorsa o zaman Türkiye’deki devlet adamlarının, belediye başkanlarının ve işadamlarının çoğu FETÖ’cüdür!”

Bir yıl hapiste kaldı. Sonra tahliye edildi. Gülen’in sadık takipçisi Fettah Tamince aynı adliyede kurtarılırken Mansimov “örgüte üye olmamakla birlikte yardım etme”den 5 yıl hapis cezası aldı. İstinaf dosyayı onayladı. Şimdi Yargıtay kararını bekliyor.

2020 yılında, Silivri Cezaevi’nde ben hapiste doktor sırası beklerken önümde Mansimov vardı. FETÖ torbasına atıldığını söylüyordu. İsyan etmek için açlık grevine başlamıştı. Sağlığı bozulmuş, revire götürülmüştü. Ona bir burjuvanın açlık greviyle Türkiye’de sonuç almasının imkânsızlığından bahsettim. Türk yargısının yolu başkaydı!

Mansimov her gün yandaş televizyonlarda FETÖ’cü ilan edilmekten ötürü kızgındı. Belki de bu yüzden, çıkınca, “Sesimi duyurmak istiyorum” diyerek Ekol TV’yi kurmak için kollarını sıvamıştı.

Son olarak duyduğuma göre, Mansimov iktidarla arasını düzeltmiş. Artık “lanetli” sayılmaktan kurtulmuş. Kitaptan öğrendiğim bir detay da Mansimov ile ABD Başkanı Trump’ın geçmişe uzanan arkadaşlığı…

Mansimov’a yapılan operasyonu dönemin başsavcısı İrfan Fidan yönetmişti. Fidan’ın iktidarla ilişkileri iyiydi. Biliyorsunuz, kısa sürede sıçrayarak AYM üyesi oldu. Aradan yıllar geçti. Bu kez, yeni başsavcı, Esenyurt Belediye başkanını kardeşi PKK’li olan birine başsağlığı telefonu açtığı için tutuklatırken İstanbul Adliyesi’nden FETÖ cezası alan Mansimov’un kurduğu kanalı bizzat ziyaret etti. Haliyle durum, “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” dedirtti.

Mesele ne Mansimov ne Ahmet Özer, ne İrfan Fidan ne Akın Gürlek

Mesele eline geçirenin paspasa çevirdiği, karşıtını tasfiye için kullandığı, bizzat adaletsizliğin kaynağı olmuş yıkılası yargı!

Barış Terkoğlu

Barış Terkoğlu’nun yazısı

Gündem - 10:54 A A
BENZER HABERLER
Hazır Site by Uzman Tescil webmaster