Takvim yaprakları bir bir dökülüp de yılın sonu geldi mi hemen herkes geçmiş yılın muhasebesi ve gelecek yıldan beklentileriyle umutlu bir başlangıç arar. Benim için yılın dönümü farklı bir zamandadır. Son otuz yıldır bu böyle. Temmuz’da başlar Temmuz’da biter benim takvimim. “Bir takvimi tersten açardık, eğer isteseydin” dizelerini yazan babam Metin Altıok’tan büyüğüm artık ben. Sohbetine, kucağına, sevgisine, aklına özlemim, hasretim bir yıl daha büyük. Bir yaş daha alıyorum bu Temmuz’da. Oysa Aralık’ta doğdum ben. Her Temmuz ölüyorum. Sonra yeniden doğuyorum.
Senenin bu zamanları geldi mi kalbimin kasasında kilitli tüm duyguları düşünceleri açığa çıkartma zamanı da gelmiştir. Hiç sevmem aslında en yaralı, en kırgın, en yalnız, en mahrem olanı anlatmayı, söylemeyi, ilgi odağı olmayı. Son derece üzücü ve acılı bir öyküyle zaten farkında olanları, el uzatanları, yoldaşlık edenleri yeniden üzmek, kendi ağırlığımı onlara aktarmak daha da üzer beni. Farkında olmayana, umursamayana anlatmaya çalışmaksa görevdir ama yorar. Sıvası dökük duvarlara çarpa çarpa yankılanır sesim.Bilmeyenlere, genç kuşaklara seslenmek ayrı bir nefes gerektirir.