İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, iktidara Çeşme Turizm Projesi’nden vazgeçme çağrısında bulunarak “15 turizm bölgesi var Çeşme’de ve bunların daha kapasitesi yüzde 15’ler civarında dolu. Hani büyük bir ihtiyaç var da onun gereğini yerine getirecek bir tablo yok, o nedenle ‘projeyi yapıyoruz’ denecek bir durum yok…Dolayısıyla 16 bin hektarlık dev bir alanın turizm bölgesi olarak ilan edilmesinin yaratacağı tahribatın ne olacağını hepimiz çok iyi biliyoruz” dedi. İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz da Danıştay 6. Dairesi’nin kararını anımsatarak “Bunun fırsat olarak görülüp, Yarımada’da telafisi olanaksız zararlara yol açacak oldubittiler yaratılmamalı, temyiz başvurumuz hakkında karar verilene kadar yeni işlem ve eylem yapılmamalıdır” diye konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz ve Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran ile birlikte Çeşme Turizm Projesi’nde yaşanan gelişmelerle ilgili basın toplantısı düzenledi. Başkan Soyer, şunları söyledi:
“Olayın iki hukuki veçhesi var. Bir tanesi Çeşme turizm bölgesiyle ilgili, projenin devamıyla ilgili alınmış olan karar, bir de sit alanlarıyla ilgili alınmış olan karar. Dolayısıyla birbiriyle çelişen iki karar var. Bundan sonrasında hukuk gereğini yapacaktır mutlaka diye düşünüyoruz. Biz baromuza, avukatlarımıza güveniyoruz. İzmir’in haklarını koruyacaklarına, İzmirlinin haklarını koruyacaklarına, İzmir’in geleceğini koruyacaklarına bütün kalbimizle inanıyoruz.
“İZMİR’DE KİMSE İSTEMİYOR BU PROJEYİ”
Bu proje birçok çevreler tarafından farklı isimlerle tarif edildi, anlatıldı ama sözün sonunda bu projeyi İzmirli istemiyor, İzmir’in kurumları istemiyor, İzmir’in meslek odaları istemiyor, İzmir’de kimse istemiyor bu projeyi. Birçok gerekçesi var, bunlar konuşulur, yeri gelir ifade edilir ama bir tanesini ben söylemek istiyorum. 15 turizm bölgesi var Çeşme’de ve bunların daha kapasitesi yüzde 15’ler civarında dolu. Hani büyük bir ihtiyaç var da onun gereğini yerine getirecek bir tablo yok, o nedenle ‘projeyi yapıyoruz’ denecek bir durum yok. 15 turizm bölgesi var daha önce ilanı yapılmış, imar hakları tanınmış, imar olarak ne uygulama yapılacağı belirlenmiş ve bunların sadece yüzde 15’i dolu. Dolayısıyla 16 bin hektarlık dev bir alanın turizm bölgesi olarak ilan edilmesinin yaratacağı tahribatın ne olacağını hepimiz çok iyi biliyoruz. Benim çağrım şu Sayın Bakanımızdan ve tüm bakanlık bürokrasisinden; İzmir’in çok öncelikli projeleri var, hedefleri var. Kemeraltı UNESCO projesi var, bütün kaynaklarımızı hep beraber seferber edip Kemeraltı’nı dünyanın en güzel açık hava alışveriş merkezlerinden biri haline getirebiliriz. Sokak sağlıklaştırmasıyla, altyapısıyla, aydınlatmasıyla, turistik tesisleriyle, her şeyiyle beraber 24 saat yaşayacak bir mekan haline getirebiliriz. Kültür ve Turizm Bakanlığımızla iş birliği yapmaya hazırız. Çeşme Projesi gibi adına biz aslında İstanbul Kanal Projesi’nin İzmir versiyonu diyoruz, bundan vazgeçiniz Sayın Bakan ve Sayın Kültür ve Turizm Bakanlığımızın çok değerli bürokratları. İzmir’in sizlerle beraber yapmak istediği çok sayıda proje var, gelin hep beraber bunları yapalım. İzmirliler rahat etsinler, İzmir’in çok sağlam kurumları var. İzmir’in hakkını koruyan, geleceğe taşıyacak olan İzmir’i. O nedenle Çevre Günü vesilesiyle İzmir’in geleneklerine, göreneklerine, geleceğine sahip çıkacağımızın sözünü de buradan bir daha hep beraber vermiş oluyoruz.”
İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz da İzmir Barosu adına, Çeşme Turizm Projesi’yle ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Gün geçmiyor ki hukuksuzluklar bitmesin, her güne başladığımızda acaba bugün nasıl bir hukuksuzlukla karşılaşacağız diye bir merak içerisindeyiz. Cuma günü İzmir Barosu önünde basın açıklaması yapmak isteyen sivil toplum kuruluşlarına yöneltilen şiddet, aynı zamanda İzmir Barosu’na da yöneltildi.
Daha önce 13.09.2019 gün ve 30887 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan İzmir, Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim bölgesi sınırları çok daha genişletilerek; 12 Şubat 2020 gün ve 31037 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanı kararı ile sınırlar yeniden belirlenmiştir. Bu yeni kararla birlikte, güneye doğru orman olarak tescilli alanlar, kıyılar, deniz alanları ve koruma alanları, mera alanları, tarım alanları ve hatta Carufa Adası da dahil edilerek, önceki 11 adet turizm alanı ile birlikte yarımadanın yüzde 40’ına tekabül eden bir bölge turizm alanı olarak ilan edilmek suretiyle, bu alanda bir üst hakkı ve kullanım olanağı yaratılmak istenmiştir.
“ANAYASA VE YASALARLA KORUMA ALTINDAKİ ALANLAR, TURİZM YATIRIMINA ELVERİŞLİ HALE GETİRİLMİŞTİR”
“GİDERİLMESİ GÜÇ VEYA İMKANSIZ ZARARLAR DOĞMASINA YOL AÇACAK”
“KARARIN BOZULMASI YÖNÜNDE ÇOK HUKUKİ GEREKÇELERİMİZ VAR”
Danıştay 6. Dairesi’nin davanın reddi kararı ile ortadan kalkmıştır. Bunun fırsat olarak görülüp, Yarımada’da telafisi olanaksız zararlara yol açacak oldubittiler yaratılmamalı, temyiz başvurumuz hakkında karar verilene kadar yeni işlem ve eylem yapılmamalıdır.”