Timur Soykan : Parmak izi skandalı

Gündem - 10 Nisan 2024 10:50

Kırmızı Bülten ile aranan Sırp asıllı İsveç vatandaşı Maximilian Rivkin’in Bulgaristan pasaportuyla başvurup Türk vatandaşlığı aldığı ortaya çıkmıştı. ABD ve İsveç’in 5 milyon dolar ödül ile aradığı uyuşturucu kaçakçısına Ali Yerlikaya’nın İçişleri Bakanlığı döneminde vatandaşlık verilmiş. Interpol veri sisteminde parmak izleri olmasına ve vatandaşlık başvurusunda parmak izi vermesine karşın yakalanmamış.

2021’den beri İsveç ve ABD’nin Kırmızı Bülten ile aradığı, FBI’ın 5 milyon dolar ödül koyduğu Rivkin 2023’te Cem Cansu adıyla Türk vatandaşı oldu.

AKP’nin varlık barışı yasaları ve ucuz Türk vatandaşlığı kampanyalarıyla dünyanın mafyası Türkiye’ye akın etti. Onlardan biri; Avustralya’da kurulan Komançero Çetesi’ydi. Çetenin liderlerinden Avustralya’da doğan Türk asıllı Hakan Ayık, Yeni Zelandalı Ngakuru, Sırp asıllı İsveç vatandaşı Maximilian Rivkin, İstanbul’dan dünyayı saran uyuşturucu ağını yönetiyordu. Hakan Ayık Türk vatandaşıydı. Ngakuru ile Rivkin ise Kırmızı Bülten ile aranmalarına karşın Türkiye’de oturum izni almıştı. İstanbul Şişli’de aldıkları bir oteli merkezlerine dönüştürmüştü.

TRUVA ATI TUZAĞI

ABD’nin federal soruşturma bürosu FBI ve Avustralya Federal Polisi, 2019 yılında Komançero Çetesi’ne yönelik daha önce eşi görülmemiş küresel bir operasyon başlattı. ANOM adını verdikleri şifreli bir haberleşme sistemi geliştirdiler. Komançero Çetesi’ne sızan FBI ajanları, Hakan Ayık ve Maximillian Rivkin’e ANOM sistemini “Hiçbir şekilde dinlenemez, tam olarak güvenli, konum bilgisi vermez ve tek tuşla bütün mesajlar silinebilir” diyerek pazarladı.

ANOM’a Hakan Ayık ve Maximilian Rivkin ortak oldu. Farkında olmadan FBI tuzağının distribütörlüğünü yapıyorlar, suç örgütü üyelerine satıyorlardı. ANOM kısa sürede 300 suç örgütüne ulaştı, 12 bin kullanıcısı oldu. FBI, 2019 ile 2021 arasında suç örgütlerinin gönderdiği 27 milyon mesajı arşivledi. Suç örgütünün lider ve üyeleri, uyuşturucu güzergahları, cinayetleri, kara para trafiği deşifre olmuştu.

Maximilian Rivkin, ANOM’u pazarlıyordu. Bunun tuzak olduğundan habersizdi.

Yeni Zelandalı lideri Ngakuru, Mayıs 2021 tarihli bir ANOM mesajında “Türkiye’de çok güçlü ve etkiliyiz. Bu bizi kolluk güçlerine karşı dayanıklı hale getiriyor” yazmıştı. Hakan Ayık’ın bağlantıları sayesinde güvende olduklarını anlatıyordu.

KÜRESEL OPERASYONDA TÜRKİYE YOKTU

FBI ve Avustralya Federal Polisi’nin ANOM tuzağı sayesinde 7 Haziran 2021’de başlattığı Truva Atı Kalkanı Operasyonu’na 16 ülke katıldı. Ahtapot gibi dünyayı saran suç örgütlerinin 800 üyesi yakalandı, onlarca ton uyuşturucu ele geçirildi. Ne hikmetse bu operasyona Türkiye katılmadı ve bu sayede ahtapotun İstanbul’daki beyni ele geçirilemedi.

16 ülkenin yer aldığı Truva Atı Kalkanı Operasyonu’nda Türkiye yer almadı.

Truva Atı Kalkanı Operasyonu’ndan 2 yıl 4 ay sonra nihayet Türkiye’de Komançero Çetesi’ne operasyon yapıldı. 28 Mayıs 2023 seçiminden sonra Süleyman Soylu İçişleri Bakanlığı’ndan alınmış, yerine Ali Yerlikaya getirilmişti. Hakan Ayık, Ngakuru, Maximilian Rivkin’in de arasında olduğu 42 kişi yakalanmış, 4.5 milyar TL’lik mal varlıklarına el konulmuştu.

Ali Yerlikaya’nın X hesabından yaptığı açıklamada şöyle deniliyordu:

“Komançero Organize Suç Örgütü’nün yönetici kadrosunda yer alan Maximillian Rivkin’in Nikolaj Ankov adına düzenlenen Bulgaristan Pasaportuyla başvuru yaparak Türk vatandaşlığına geçtiği ve Cem Cansu adını aldığı tespit edildi. Bu şahısla ilgili derhal Türk vatandaşlığının geri alınması işlemleri başlatıldı.”

MESAJLARDAKİ BÜYÜK BARON

Maximilian Rivkin, ANOM’da ‘Ice Chef’ kod adını kullanıyordu. Latin Amerika’dan Avrupa ve Avustralya’ya kokain kaçakçılığı yapıyordu. 2020’de Güney Kore’deki ortağı ile Japonya üzerinden Avustralya’ya ton balığı konservelerine gizlenmiş kokaini göndermişti. Nisan 2021’de Avrupa’da metamfetamin üretip Avustralya’ya göndermişti. Aynı dönemde bir teknenin dizel tanklarında gizlenmiş 500 kilo kokaini  Avustralya’ya sokmaya çalışıyordu. İstanbul’da Balkanlar ve İskandinav ülkelerinden gelen kişilerle buluşuyordu.

Timur Soykan’ın yazısının devamı

BENZER HABERLER