Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde bulunan Tagar Çayı üzerinde yapımına başlanan HES projesi için yürütmeyi durdurma kararı verildi. Projenin alanda ciddi bir ekolojik ve kültürel miras tahribatı yaratacağını belirten mahkemenin kararı çevrecileri ve yöre halkını sevindirdi.
Tunceli’de doğal yaşam güzellikleri, hidroelektrik santralları (HES) ve maden projelerinin tehdidi altında. Kentte bulunan akarsulardan olan Tagar Çayı da HES projesi ile yok edilmek isteniyor.
Er İdare Turizm İnşaat tarafından işletilen Çemişgezek HES’in kapasite artışı için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvuruldu. ÇED dosyasındaki teknik bilgilerde yaklaşık 17 kat güç artışı olacağı belirtildi. Ancak yurttaşlar, projeye ilişkin ÇED süreci bitmemesine karşın çalışmalara başlandığını aktardı.
Çemişgezek Çevre Platformu üyeleri Tagar Çayı üzerinde eşi görülmemiş korkunç bir çevre felaketi yaşandığını vurgulayarak projeyi Erzincan İdare Mahkemesi’ne taşıdı. Erzincan İdare Mahkemesi bölgede 3 Temmuz’da yaptığı bilirkişi incelemesinin ardından projenin alanda ciddi bir ekolojik ve kültürel miras tahribatı yaratacağını belirterek “yürütmeyi durdurma kararı” verdi.
DOĞAYA ZARAR VERİR
Mahkeme kararında, “840 m uzunluğunda ve toprak üstüne inşa edilmiş olan su iletim kanalı, yaban keçileri başta olmak üzere çevrede yerleşik diğer hayvanlar ile suya erişim arasında uzun ve suni bir bariyer oluşturmaktadır. Balık geçidi fonksiyonel inşa edilmemiştir. Mevcut balık popülasyon yoğunluğu dikkate alındığında, balık geçidinin amacına uygun inşa edilmediği açıktır. Bunlara ilaveten, proje sahasındaki bitki türlerinin tespiti için sadece bir günlük saha çalışması yapılmıştır. Hiçbir alanın florasının bir günlük saha çalışmasıyla tespit edilmesi mümkün değildir. İlkbahar, Yaz ve Sonbahar aylarını temsil edecek saha çalışmaları yapılmamış olup, bilimsel olarak yetersizdir. Bu sebeplerle, ‘ÇED olumlu’ kararının bilimsel ve teknik açıdan yerinde ve uygun olmadığı değerlendirilmiştir” ifadelerine yer verildi.
ORMANI YOK EDER
Yine kararda, “Nehir tipi HES projesinin yapımında yakın çevresinde görülen orman ekosisteminin tahrip edilme olasılığı bulunmaktadır. İşletilmesi planlanan HES projesinin sahasından çevreye yayılan tozlar orman ağaçlarında artım kayıplarına yol açma riski yüksektir” denildi.
TARİHİ KÖPRÜ TEHLİKEDE
Yine mahkeme kararında HES projesinin yapılmaya başlandığı bölgede tarihi Tagar Köprüsü’nün varlığına da dikkat çekilerek, “Köprü ayaklarının zarar görmemesi için herhangi bir önlem alınmamıştır. Mevcut haliyle taşınmaz kültür varlığı niteliğindeki bu yapıyı korumak orta ve uzun vadede mümkün olmayacaktır. Bununla birlikte kapasite artışı için duvarları yükseltilen santral binasının da tarihi dokuya uymayan biçimde inşa edilerek tarihi yapıyı gölgelediği açıkça görülmektedir” denildi.
KARAR SEVİNDİRİCİ
Bölgede çevreye zarar veren projelere karşı hukuk mücadelesi yürüten ve bu dosyada da davacı avukatlardan olan Barış Yıldırım BirGün’e yaptığı açıklamada, “Belirtmek gerekir ki, inşaat çalışmalarının başlatıldığı proje sahası ülkemizin tarafı bulunduğu Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi’ne göre kesin koruma altında bulunan Yaban Keçisi ile Su Samuru’nun yoğun habitatı durumunda olup; proje sahasında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarımı Koruma Kanunu hükümlerine göre koruma altında bulunan tescilli tarihi yapılar bulunmaktadır. Yine bu alan Munzur Vadisi Milli Parkı’nın bir alt bölgesidir. Buranın sit alanı ilan edilmesini istedik. Bu anlamda alınan karar bizler için sevindirici olmuştur. Bizler bu işsiz doğamızı korumaya ve savunmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.