Sakarya’da 2018 yılında iki günde üç farklı hastaneye nakil olan bebeklerini kaybeden aile, ‘Yenidoğan çetesi’nin ortaya çıkmasının ardından dosyanın tekrar açılması için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulundu.
112 Acil Çağrı Merkezi’nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları ortaya çıkan ‘Yenidoğan Çetesi’ gündemdeki yerini koruyor.
Sakarya’da 2018 yılında iki günde üç farklı hastaneye nakil olan bebeklerini kaybeden aile, ‘Yenidoğan çetesi’nin ortaya çıkmasının ardından dosyanın tekrar açılması için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulundu.
Tan ailesi, Sakarya’da 28 Kasım 2018’de doğan ve iki günde üç farklı hastaneye nakil olan bebeklerini kaybetti
“Bebeğimin ölümünde ihmaller var. Doğduğunda sağlıklı görünen, hemşirenin ‘yorgun biraz sadece dinlenmeye alacağız’ dediği bebeğimizi kucağımıza alamadan kaybettik” diyen Tan, Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Ancak savcılık ”kovuşturmaya yer yok” kararı verdi.
”Yenidoğan çetesi”nin ortaya çıkmasının ardından Tan ailesi, Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak 2020 yılında ”takipsizlik kararı” verilen dosyanın yeniden açılması talebinde bulundu.
Sakarya’da yaşayan Kamil Tan isimli yurttaşın bebeği, 28 Kasım 2018’de Adapazarı’nda bulunan Özel B. Hastanesi’nde dünyaya geldi. Tan’a bebeğinin bir süre kuvözde kalması gerektiği ve bunun rutin bir işlem olduğu ifade edildi.
Tan, süreci şöyle anlattı:
”Bundan yaklaşık 10 saat sonra apar topar yeni doğan yoğun bakım ünitesi olan bir hastaneye nakli yapılmalı’ denilerek Kocaeli Özel A. Hastanesi’ne ambulans ile götürüldü. O sırada bize ‘Korkacak bir şey yok, rutin işlemler’ denildi. Hastaneye geldiğimizde ise bize ‘çocuğunuz ölmek üzere’ denildi. Özel A. Hastanesi’nde iki gece kaldık. Doktor tüm gece belirli aralıklarla bebeğin durumunun daha kötüye gittiğini söyleyerek sorunun ciğer gelişmesine bağlı olarak pulmoner hipertansiyon teşhisi konulduğu söylendi. Son bir tedavi için umut olmasa da sabah saatlerinde SGK’nın karşılamadığı nitrikoksit gaz tedavisi için bizde yaklaşık 3 bin 500 TL istediler. Fatura keseceklerini söyleseler de sonrasında kesmediler. Daha sonra aynı gün ilgili doktor bulunursa operasyon için Özel G.Y. Hastanesi’ne transferi yapıldı. Burada 30 Kasım’da bebeğim birkaç saat sonra öldü. Sonrasında defin işlemlerinin ardından bebeğimin tedavi evraklarını istemek için başhekimin odasına girdiğimde belgeleri alabileceğimi söyledi. Yanındaki doktor bunun üzerine biraz izin istedi ve 5 dakika sonra odaya tekrar girdiğimde ‘vermiyoruz belgeleri, git kime şikayet edersen et’ tepkisiyle karşılaştım. Sonucunda da bana bir bilgi vermediler.”
”BEBEĞİMİZİ KUCAĞIMIZA ALAMADAN KAYBETTİK”
Tan, “Bebeğimin ölümünde ihmaller var. Doğduğunda sağlıklı görünen, hemşirenin ‘yorgun biraz sadece dinlenmeye alacağız’ dediği bebeğimizi kucağımıza alamadan kaybettik” diyen Tan, şöyle devam etti:
‘Yenidoğan çetesi’nin ortaya çıkmasının ardından bebeğinin ölümü hakkında takipsizlik kararı verilen dosyanın yeniden açılması için başvuruda bulundu. Tan, Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği şikayet dilekçesinde, şunları kaydetti:
“Son dönemde medyaya ‘Yenidoğan çetesi’ olarak adlandırılan tüm vakalarda olan aynı olay benim de 2018 yılında belirttiğim şikayetim ile bağlantılı veya benzer nitelikte. Diğer vakalarda olduğu gibi sevk ve tedavi işlemleri dahi gündemdeki olaylar ile birebir aynı. Sevkler konusunda 112 bağlantılarının yapılması hususunda araştırma yapılmasını talep ediyorum. Yine aynı hususla ilgili olarak bebeğimin doğumundan 10 saat sonra yapılan sevkinindurumunun aciliyeti göz önünde bulundurularak yapılıp yapılmadığı hususunun da araştırılmasını isterim. Mevcut takipsizlik kararı verilen, şikayetçisi olduğum şüpheliler ile bahsi geçen çete veya başka bir oluşumu var ise tespit edilecek şüpheli veya şüphelilerden davacı ve şikayetçiyim.”