Özgür Özel kürsüden Erdoğan’a seslendi!

Gündem - 18 Mart 2025 15:46

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantında açıklamalarda bulundu. Özel, kürsüden AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek, “Cumhuriyet Halk Partisi’nde bu kirli planlara alet olacak ne yönetici vardır ne bir üye vardır. Olanların, alet olanların topunun cezasını gazinin partisi kendisi kesecektir. Meczupa teslim olmayız. Bu partiden makbul muhalefet MHP çıkmadı, çıkmayacak, çıkaramayacaksınız” ifadelerini kullandı.

Özel’in açıklamalarının satır başları şöyle:

“Çanakkale aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk’ün tarih sahnesine büyük bir askeri deha olarak çıkmasının, yine Anadolu’da, Rumeli’de yaşayan, Türk’üyle Kürt’üyle, Laz’ıyla Çerkez’iyle bu topraklarda yaşayan hepimizin dedelerinin göğüs göğüse çarpıştığı ve bu ülke emperyalistlerin işgaline uğramasın diye can verdikleri, kefensiz olarak toprak altında koyun koyuna yattıkları, bir büyük ayağa kalkışın, bir büyük direnişin ve karşıdaki ne kadar güçlü, elindeki silahlar ne kadar üstün olursa olsun, vatan sevgisinin, ülke sevgisinin ve cesaretin hiçbir silah karşısında aciz içinde olmayacağının dünyaya gösterildiği, tüm Cumhuriyet Halk Partililere ve Türkiye Cumhuriyeti’ni seven herkese de 110 yıl öncesinden vasiyet edildiği bir zaferdir. Günümüz kutlu olsun.

KARTALKAYA YANGIN FACİASI

Bir tanesi en son yaşadığımız, tam 56 gün önce Bolu’da Kartalkaya’daki otel yangını. 78 kişi, 36’sı çocuk ve bebek katledildi orada. Gözaltılar yapıldı ve yedi kişilik bir bilirkişi heyeti görevlendirildi. Gerçekten liyakatleriyle, daha önceden zaten adliyeye başvurmuş, odalarından isim istenmiş, o isimler bildirilmiş. O havuzdan Bolu’daki adaleti sağlayacak olanların, savcıların seçtiği yedi bilirkişi görevlendirildi. Üç gün süre verdiler.

Üç gün içinde buradaki sorumlulukları bize rapor et, raporunu hazırla. O bilirkişiler gece gündüz üç gün yanmış otelin içinde çalıştılar. Bir rapor hazırladılar. Götürdüler, verirken, “Alamayız.” dediler. Neden? “Bu raporda, siz sorumlu diye, Turizm Bakanlığı yazmışsınız.” “Ne yazacaktık?” dediler. “Sorumluluk tamamen onda.” Kapıdaki tabeladan tutun bütün kanunlara kadar bütün düzenlemelerde sorumluluk onda. “Bunu böyle yazamazsınız. Silin. Yerine ‘Bolu Belediyesi’ yazın.” Bilirkişiler, teknik insanlar. Kanuna bakıyor, nizama bakıyor, yönetmeliğe bakıyor, yazışmaya, çizişmeye bakıyor.

Dediler ki, “Bolu Belediyesi’nin sınırlarının da dışında burası. İçinde de olsa Turizm Bakanlığı’nda yetki. Dışında, yıllar önce AK Parti’deyken Bolu Belediyesi’ne bir uygunluk verilmiş. O günden beri de, ne yıllarca 15 yıl AK Parti gitmiş ne de şimdi Bolu Belediyesi’nin oraya gitmeye yetkisi yok. Yazamayız.” “Yazamazsanız istifanızı yazın.” Buradan gösterdim geçtiğimiz haftalarda. O kadar güzel azil talepleri var ki.

Üç gün gece gündüz çalışmış, üç gün sürenin sonunda rapor çıkmış, “İş yoğunluğum nedeniyle azlimi istiyorum. Bu üç gün burada emek veremeyeceğim. Zamanım yok. Başka işim var. Azlimi istiyorum.” Ben ilk görevlendirme yazısını da buldum.

Azil taleplerini de buldum. Raporu da buldum, sizlerle de paylaştım. Bütün aileleri de ziyaret ediyoruz. Hepsi o raporu da biliyor. O rapora “korsan” diyen Adalet Bakanı’nı da biliyor. Herkes o raporun ne kadar şeffaf, doğru yazıldığını da biliyor. İşine gelmeyenlerin bir adalet korsanlığıyla o raporu nasıl çaldıklarını biliyor.

Hatta şunu da hatırlatıyor aileler: “Bu bakan önce dedi ki, ‘Rapor genişleyecek. Heyet genişleyecek.’ Şimdi o heyet yok. Yeni heyet var diyor ama o günden bugüne 53 gündür yeni bir rapor da yok.

İLİÇ MADEN FACİASI

Biz bu meseleyi takip etmeye, unutturmamaya devam edeceğiz. Aynı İliç’te olduğu gibi, nasıl bu faciada ilk günden beri Kartalkaya’daydık, ilk andan beri, milletvekillerimizle, belediye başkanlarımızla, geçen yıl da, bundan 13 ay önce İliç’teydik. İliç’te dokuz işçi hayatını kaybetti. O devasa bir linyitin altında kaldılar. Facia göz göre göre geldi.

Bir kişi istendi. Orada da bilirkişi dedi ki: “Buraya kapasite arttırmasının altına imza atanlar sorumludur. Burası ilk ruhsattan sonraki kapasite artışlarını kaldıramaz, olacağı belliydi.

“İMZA MURAT KURUM’UN ÇIKTI, SADECE İNKAR ETTİLER”

İmza kimin çıktı? Murat Kurum’un çıktı. İmzayı gösterdik. Bakan adına atılan imzayı, kendisinin yerine imza atması için yetkilendirmesini, ne yaptı? Sadece inkâr ettiler önce. Belgeleri görünce sustular. O dönemde İstanbul’a adaydılar. Dedik ki: “İliç’in felaketi oldun. İstanbul’un felaketi olmana İstanbullular izin vermeyecek.” Sonra döndü tekrar onu bakanlığa atadı. Bu sırada da o rapor, diyor ya sorumlu kamu görevlileri, imzayı atanlar yani Murat Kurum, “Sorumlulukların yüzdeleri belirtilmemiş.” diye, bunu soracak, raporu yazana değil, yeni bilirkişi heyetine yolladılar. Uygun bilirkişi heyetinden “sorumluluğu yoktur” yazısı aldılar.

“BİR TANE KAMU GÖREVLİSİ YARGILANMADI!”

Dün de duruşma vardı. Bir tane kamu görevlisi yargılanmadı. Yani İliç’e adaleti getirmek bundan bir sonraki iktidara, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarına kaldı.

 

BENZER HABERLER