Meteoroloji, Marmara Bölgesi için 19 Temmuz tarihinden itibaren yüksek sıcaklık uyarısında bulunurken Marmara Denizi’nin nabzını tutan Prof. Dr. Mustafa Sarı, “Yüzeyde deniz suyu sıcaklığı 28, 10 metre derine indiğimizde ise 22 dereceydi. Yani çok yüksekti” dedi.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM), Marmara Bölgesi için 19 Temmuz Çarşamba gününden itibaren yüksek sıcaklık uyarısında bulundu.
MGM İstanbul Bölge Tahmin ve Erken Uyarı Merkezi’nce yapılan açıklamada, 19 Temmuz Çarşamba günü, öğle saatlerinden itibaren bölgenin sıcak hava dalgasının etkisine gireceği, sıcaklıkların bölge genelinde mevsim normallerinin 3-8 derece üzerine çıkmasının beklendiği aktarıldı.
Hürriyet’e açıklamalarda bulunan Marmara Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, havaların aşırı ısınmasıyla birlikte yağışların azalacağı uyarısında bulundu.
Prof. Dr. Sarı, şöyle konuştu:
“Tarım ürünlerindeki rekolte ve hasat miktarı ile ürün kalitesi düşebilir. Bunun denizlere yansımasının da acı bir reçetesi olur. Deniz yüzeyi sıcaklıkları son 50 yıldır sürekli artışta. Şu anda Marmara Denizi’nde sıcaklık rekor düzeyde artmış durumda. Geçmiş yıllarda, yüzey sıcaklıklarının bu kadar arttığı durumlarda alg patlamalarını bu mevsimde çok görmezdik. Ama bu yıl aynı zamanda alg çoğalmalarını, özellikle kapalı koy ve körfezlerde yoğun şekilde görmeye, izlemeye devam ediyoruz. Ben birkaç gün önce Erdek Körfezi’nde 18 metreye kadar daldım. Dalış yaptığımız bölgede yüzeyde deniz suyu sıcaklığı 28 santigrat dereceydi. 10 metre derinliğe indiğimizde deniz suyu sıcaklığı halen 22 santigrat dereceydi. Yani çok yüksekti. Ve buna bağlı olarak da Marmara’da yoğun bir alg çoğalması var.
2021 yılında tüm taraflar bir araya gelerek altına imza attığımız 22 maddeden oluşan Marmara Denizi Eylem Planı’nı amasız fakatsız uygulamamız lazım. Eylem Planı’na göre 3 yıl içerisinde Marmara çevresindeki bütün atık arıtma tesislerinin ileri biyolojik atık arıtma seviyesine dönüştürülmesi gerekiyordu. Bir kısmında inşaatlar başladı ama bir açılış olduğunu görmüyoruz. Denizi aynı şekilde kirletmeye devam ediyoruz. Bu şartlarda başımıza sadece müsilaj değil, daha başka yeni ekolojik sorunlar çıkarabilir. Deniz, atık çukuru değil. Deniz sihirbaz değil. Elimize geleni attığımızda deniz yutmaz. Denizin atık yükünü azaltmamız lazım. Bir taraftan deniz ekosistemini desteklememiz gerekiyor.”