İktidarın okullarda ‘manevi danışman’ adı altında imam ve vaiz görevlendirilmesine ilişkin, “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) projesi, İstanbul Kadıköy’de protesto edildi. Eğitim-Sen İstanbul 4 No’lu Şube Başkanı Yurttaş Yıldırım, “Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı, bizzat iktidar eliyle hayata geçirilen ve birbirinden ayrı olması gereken eğitim alanı ile inanç alanlarının birbirine karıştırılmasına yönelik ÇEDES ve benzeri uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir. Çocuklarımız, ÇEDES ve benzeri projelerle siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerinin parçası hâline getirilemez” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) bağlı ortaokullar ve imam hatip okullarında; Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı ilçe spor müdürlükleri, gençlik merkezleri ile Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Diyanet Gençlik Merkezleri iş birliğinde yürütülen ÇEDES projesi ile ‘manevi danışman’ adı altında imam ve vaiz görevlendirilmesine karşı tepkiler sürüyor. İstanbul’un Kadıköy ilçesinde bulunan Süreyya Operası önünde birçok eğitim ve Alevi derneği ile sendikalar da ÇEDES’e karşı bugün eylem yaptı.
“Laik ve bilimsel eğitim düşmanı ÇEDES protokolü iptal edilsin” yazılı pankartın açıldığı açıklamada, “Kindar, dindar değil; özgür nesiller”, “Bilimsel, laik eğitim haktır” ve “Çocukların güvende yaşayacağı bir ülke için laiklik şart” yazılı dövizler de taşındı. “Karanlığa teslim olmayacağız”, “ÇEDES protokolü iptal edilsin”, “Okullarda imam istemiyoruz” ve “Laik, bilimsel, demokratik eğitim” sloganlarının atıldığı eylemde kurumlar adına hazırlanan ortak açıklamayı Eğitim-Sen İstanbul 4 No’lu Şube Başkanı Yurttaş Yıldırım okudu.
Türkiye’de siyasi iktidarın eğitim sistemini siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda, dini kural ve referanslara göre biçimlendirme isteğinin çeşitli uygulamalarla hayata geçirdiğini belirten Yıldırım, şunları söyledi:
“EĞİTİMİ DİNSELLEŞTİRME SÜRECİ HIZLANDIRILMIŞTIR:
PEDAGOJİK EĞİTİMİ BULUNMAYAN VAİZ, İMAM HATİP, KUR’AN KURSU ÖĞRETİCİLERİ GÖREVLENDİRİLMEKTEDİR:
OKULLARIN ÇOCUĞUN ÜSTÜN YARARI VE KAMU YARARINA İŞLEV GÖRME NİTELİĞİ SEKTEYE UĞRATILMAKTADIR: ÇEDES projesi, 1739 Sayılı Kanun’a aykırı olarak eğitim hizmetinin yürütülmesini, gözetilmesini ve denetlenmesini Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı ile paylaşarak gözetim, yürütme ve denetim görevini ihlal etmektedir. MEB, böylece okulların çocuğun üstün yararı ve kamu yararına işlev görme niteliğini sekteye uğratmaktadır. Yine ÇEDES projesi, öğrencilerin hem okulda hem de okul dışı ve yaz tatillerindeki geçirdiği zamanları ele geçirerek okulu ve öğrencileri dini referanslı eğitim anlayışı ile siyasallaştırmaktadır. Sorumlu kurumlarca yeterince denetlenmeyen, kamusal alana açık olmayan bu alanlarda çocuğa yönelik yaşam hakkı ihlali, fiziksel şiddet, ekonomik şiddet ve çocuk ihmali ve istismarı olaylarını kamuoyu yakından gözlemlemiştir.
MEB, ‘TEK DİN, TEK MEZHEP’ YAKLAŞIMIYLA HAREKET EDİYOR:
FARKLI İNANÇTAN ÖĞRENCİLERE AÇIK BİR DAYATMA VE AYRIMCILIKTIR:
ÇEDES PROJESİ HEM LAİKLİĞE HEM DE LAİK EĞİTİM ANLAYIŞINA TEMELDEN AYKIRIDIR: Değişik din, mezhep, inanç ve dünya görüşünden insanların gerçek anlamda ‘eşit yurttaş’ olarak kabul edilmesi, devletin bütün inançlara eşit mesafede ve tarafsız yaklaşmasına, günlük yaşamın her alanında okulda, üniversitede, işyerinde, sokakta, farklı kimlik, inanç ve dünya görüşleri arasında ayırım yapılmamasına bağlıdır. ÇEDES projesi bu yönüyle hem laikliğe hem de laik eğitim anlayışına temelden aykırılıklar içeren bir düzenlemedir. Türkiye’de eğitim politikalarının merkezinde yer alan ‘tek din, tek mezhep’ anlayışının, farklı kimlik ve inançlara karşı önyargıları diri tutan ve milliyetçilik temelinde yükselen resmi ideolojiyi besleyen ‘manevi değerler eğitimi’ uygulamasının okullardan başlayarak ülkede yaratılan kutuplaştırmayı derinleştirmesi kaçınılmazdır.
ÇEDES VE BENZERİ UYGULAMALARDAN DERHAL VAZGEÇİLMELİDİR: Böylesi bir uygulama hem çocukların sağlıklı gelişiminin hem de eğitim sisteminde eşit, özgür ve bilimsel düşüncenin ilerlemesinin önünde önemli bir engeldir. Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı, bizzat iktidar eliyle hayata geçirilen ve birbirinden ayrı olması gereken eğitim alanı ile inanç alanlarının birbirine karıştırılmasına yönelik ÇEDES ve benzeri uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir. Çocuklarımız, ÇEDES ve benzeri projelerle siyasi iktidarın siyasal- ideolojik hedeflerinin parçası hâline getirilemez. Bu konuda eğitim emekçileri başta olmak üzere öğrencilerimizi, velilerimizi ve demokratik kamuoyunu birlikte tavır almaya ve ortak mücadeleye davet ediyoruz.”