Dsup proteininin, insan embriyonik kök hücrelerine aktarımı gerçekleştirildi

Dünya - 30 Haziran 2024 09:22

Çin’de tardigradların dayanıklılığının önemli bir parçası olduğu düşünülen Dsup proteininin, insan embriyonik kök hücrelerine aktarımı gerçekleştirildi. Çalışmayla gelecekteki bireylerin radyasyona dayanıklılığı sağlanacaktı

Süper askerler… Bu başlık nedendir bilinmez, kulağa her daim yolunda gitmeyen bir senaryoyu ve o senaryo içerisinde atılmış tartışmalı adımları beraberinde getiriyor gibi hissettiriyor. Öyle ki en son bu kavram ile karşılaşıldığında, dünya devi milletlerin birbirleriyle kıyasıya rekabetinden doğan, etik değerlerin alt üst edildiği tartışmalı çalışmaları hatırlıyoruz. O dönemlerde daha güçlü, daha zeki, daha dayanıklı yani kısaca daha üstün asker “üretme” fikri oldukça yaygın bir talepti. Konu ile alakalı filmler, kitaplar yazılmış olsa da genetik mükemmellik arayışını en iyi işleyen filmlerden biri olan Gattaca filminden bahsetmezsek olmaz.

Gattaca filminde karşımıza çıkan ‘‘mükemmel toplum’’ arayışı öjeni felsefesine ışık tutarak birçok anlamda üstün insana olan merakın her dönem etkin bir anlayış ve arayış olacağını belirten, geleceğe dair distopik bir projeksiyon sundu. Filmdeki anlayışa benzer bir yaklaşım geçtiğimiz aylarda Pekin Military Medical Sciences dergisinde yayınlanan bir makale ile yeniden gün yüzüne çıktı.

DSUP PROTEİNİ

Çin’de gerçekleştirilen çalışmada tardigradların dayanıklılığının önemli bir parçası olduğu düşünülen Dsup proteininin insan embriyonik kök hücrelerine aktarımı gerçekleştirildi. Bu çalışma ile birlikte gelecekteki bireylerin radyasyona karşı daha dayanıklı olması sağlanacaktı. Öyle ki daha önce birçok çalışmada tardigradların sahip olduğu dayanıklılık ile ilgili gen bölgeleri farklı canlı türlerinde kullanılmış ve başarılı sonuçlar elde edilmişti. South China Morning Post çalışmayı şöyle yorumluyor:

“Çinli ekip, şu anda çoğu biyolojik laboratuvarda bulunan bir gen düzenleme aracı olan CRISPR/Cas9’u kullanarak tardigradlardaki ilgili geni insan embriyonik kök hücrelerinin DNA’sına yerleştirmenin bir yolunu bulduklarını söyledi. Pekin Askeri Bilimler Akademisi radyasyon biyoteknolojisi laboratuvarından Profesör Yue Wen liderliğindeki ekip, tardigradların ilgili gen bölgesine sahip olan insan embriyonik hücrelerini X-ışını radyasyonuna maruz bıraktı. Deneyin sonucunda maruz bırakılan embriyonik kök hücre kültürünün neredeyse %90’ı, ölümcül maruz kalmadan sağ kurtuldu.”

Çalışmadan elde edilen bilimsel bulgulardan sonra konu ile ilgilenen tüm araştırmacıların merak konusu Çin Askeri Endüstrisi oldu. Gerçekleştirilen çalışma ilk bakışta daha önceki birçok çalışmaya benzetilse de -2016 senesinde Japon bilim insanları tardigradlardaki Dsup proteinini insan böbrek hücre kültürüne aktarmıştı- bu çalışmanın gerçekleştirildiği yerin askeri bir kurum olması Çin’in ‘‘süper asker’’ üretmeye çalıştığına dair dedikoduların oluşmasına sebep oldu. Öyle ki konu ile ilgili yapılan bir diğer açıklamada, X-ışını radyasyonundan sağ çıkmayı başaran embriyonik kök hücrelerin olası bir nükleer savaşta askerlerin nükleer silahlardan ve nükleer serpintiden sağ kurtulabilen süper askerlere dönüştürülmesine yol açabileceğinden bahsedildi.

MUTASYONA RASTLANMADI

Her ne kadar X-ışınına karşı anlamlı bir koruma sağlansa da insan kök hücrelerine nakledilen Dsup proteinine olan bağışıklık tepkisinin süreç içerisinde nasıl olacağının bilinmediği ve bunun güvenlik sorunlarına yol açabileceği söylendi. Endişeler bu yöndeyken gerçekleştirilen çalışmadaki sonuçlar aksini gösteriyordu. Araştırma sonucunda kök hücre kromozomlarında herhangi bir mutasyona rastlanmadığı ve hücrelerin normal şekilde görev yaptığı bildirildi. Ayrıca genetiği değiştirilen kök hücrelerin belirli gelişim aşamalarında sıradan kök hücrelerden daha hızlı büyüdükleri de gözlemlendi. Konuyla ilgili olarak İspanya’da Güvenlik ve Savunma Uzmanı olan Lucas Martín, Çin’in niyetinin bu tür özelliklere sahip süper askerler geliştirmek olup olmadığını yorumlarken dikkatli olunması yönünde çağrıda bulunarak şunları söylüyor:

Ben şahsen, iddia edildiği kadar ileri giden bilim insanlarının bulunduğuna dair bazı şüphelere sahibim. Belki de ordudaki insanların yaralarını daha hızlı iyileştirmesini veya acıya daha fazla direnç göstermesini sağlayacak deneyler yapılıyor. Ancak süper asker konusunda emin değilim.

Deneyin başarısının ardından araştırma ekibi, ‘‘araştırmanın bu bulgulara göre bir sonraki aşamaya geçebileceğini’’ bildirdi. Bir sonraki aşamaları ise dolaşım sistemindeki en önemli elemanlar olan kırmızı kan hücreleri, beyaz kan hücreleri ve trombositlere tardigrad genini aktarmak.

Ekip bunu başarabilirse askeri harekatlar sırasında meydana gelebilecek olan nükleer kazalara ve nükleer silahların etkilerine karşı ortaya çıkabilen, yüksek dozda radyasyonun sebep olduğu çeşitli organ ve dokulara zarar veren Akut Radyasyon Sendromu’nun (ARS), üstesinden gelmenin bir yolunu bulmuş olacak. Yani kemik iliğine yerleştirilen tardigrad genli hücrelerin nakledilmesi ile radyasyona dirençli yeni kan hücrelerinin üretilmesi mümkün olacak.

Ayrıca tardigradlar üzerinde yapılan birçok çalışma tardigrad genlerinin insan genetik materyaline eklenmesiyle kanser, yaşlanma, diyabet, inflamasyon, Parkinson hastalığı gibi birçok hastalığın gelişiminde rol oynayan oksidatif strese karşı hücrelerin DNA’sının korunmasında rol oynayabileceğini düşünüyor.

Kaynak:Birgun.net

BENZER HABERLER