Bir garip elek… Dinazor geçer, ejderha geçer sen takılırsın.
Bir değişiklik olmazsa, Barış Pehlivan yarın cezaevine giriyor. Uygulanan hukuk rejiminin tuhaflığını defalarca anlattım. Barış tek değil. İçeridekileri düşününce, koca adaletsizlik okyanusunda bir damla sadece.
Sözler azaldı ama belki size o garip elekten bahsedebilirim.
Hatırlayın, bugünküne benzer bir infaz düzenlemesi 2020’de de çıkmıştı. O sırada benim de Barış’ın da aralarında olduğu 6 gazeteci hapisteydi. Düzenlemenin özü şuydu: Çeşitli suçlardan hükümlülerin cezaları belirli oranlarda indiriliyordu. Öte yandan son üç yılında da açık cezaeviyle denetimli serbestliğe tabi oluyordu. Her zamanki gibi, siyasi suçlar kapsam dışında bırakılmıştı.
O kelime kullanılmasa da aslında bir tür af çıkmıştı. Düzenleme, başlangıçta, içerideki 6 gazeteciyi de kapsıyordu. Ancak… Gece yarısı, tam Meclis’ten geçecekken bir son dakika değişikliği geldi. MİT haberinden hapis yatanlar affın dışında bırakıldı.
7. KİŞİNİN HİKÂYESİ
Bu kadar değil…
O günlerde bir de 7. kişi vardı. Hayır, siyasi değil. Kadına karşı canavarca işlenmiş bir suçun failinden söz ediyorum. Hatay’ın İskenderun ilçesinde, 15 Ocak 2019’da dershaneden çıkıp evine giden 19 yaşındaki Berfin Özek, ayrıldığı erkek arkadaşı Casim Ozan Çeltik’in saldırısına uğramıştı. Çeltik, Berfin’in yüzüne asit atmıştı. Berfin’in yüzü tanınmaz hale gelmiş, görme yetisini kaybetmişti.
Feci olay kamuoyunu ayağa kaldırınca, düzenlemeye bir ek daha yapıldı. Teklif sahibi AKP milletvekili Ali Özkaya şöyle anlattı: “Yüze kezzap atma gibi gerçekten canavarca hisle işlenen suçları ceza indirimi dışında tutuyoruz.”
Yasa Meclis’ten geçti. Barış içeride kaldı, Ozan Çeltik de…
Bir süre sonra, Berfin’in şikâyetini geri çektiğini, Berfin ve Çeltik’in evlendiği haberlerini okuduk. Birçok kişi, vahşetin mağduru Berfin’e tepki gösterdi.
Açıkçası o günlerde, Ozan Çeltik’in dışarı çıkmasını, Berfin’in affına bağlamıştık. Peşine düşünce öğrendim ki hikâye aslında bundan ibaret değil.