Emekli bu bayramı torunlarına harçlık dahi veremeden geçiriyor. Sefalet şartlarında bir yaşam sürdürmeye çalıştıklarını söyleyen emekliler, “Aylıklarımız yalnızca nefes alabilecek kadar yetiyor” diyor.
Emekliler bayramda harçlık veremedi. Şeker Bayramı’nda torunlarına harçlık vermek isteyen milyonlarca emekli, karnını dahi doyuramaz halde. Özellikle İstanbul’da yaşam maliyeti 55 bin lirayı aşmış durumdayken iki kişilik emekli ailesinin evine giren toplam para 20 bin lirada kalıyor, bayram ikramiyesi ise ancak 6 bin lira ediyor.
Emekliler, bayramı nasıl geçirdiklerini BirGün’e anlattı. Emekliler, söz konusu kötü koşullara mahkûm olmak istemediklerini söylerken bu cendereden çıkış yolunun ise mücadeleden geçtiğinin altını çizdi.
EŞ, DOST, AKRABANIN YARDIMIYLA…
Tüm Emeklilerin Sendikası İstanbul Şubeler Sözcüsü Mustafa Durna, asgari ücretten daha düşük olan ve açlık sınırının altında kalan emekli aylıklarına ilişkin, “Emekliler yaşamlarını idame ettirmeye değil, adeta nefes almaya çalışıyorlar. Pek çoğu eş, dost, akrabanın yardımıyla ancak geçinebiliyor” dedi. Durumun oldukça vahim olduğunu kaydeden Durna, yaş itibarıyle pek çok emeklinin hasta, dolayısıyla da ilaca bağlı olduğunu da belirterek ilaçlara ve sağlık hizmetine erişimin özellikle büyükşehirlerde gittikçe daha da zorlaştığını ifade etti.
“İlaç fiyatlarının zaten çok pahalı olması bir yana, ilaca ulaşmak da ayrı bir zorluk. İlaçlardan kesilen katkı payı oldukça yüksek, bunun yanı sıra devletin karşılamadığı ilaçlar da var” diyen Durna, aynı zamanda sağlıkta özelleşmenin artmasına tepki çekerek emeklilerin bugün aldıkları maaşlarla tedavi ücretlerini karşılayamadıklarını söyledi. Bu imkânsızlıkların emeklilerin metropol ve büyükşehirlerde yaşamalarını imkânsızlaştırdığını söyleyen Durna, şöyle konuştu: “Sağlık hizmeti zaten neredeyse tamamen parayla ulaşılabilir bir hale geldi. Bu tedavi ücretlerini karşılamak da emekli maaşıyla imkânsız. Devlet hastanelerinde 2-3 ay sonradan erkene randevu bulunamıyor. Bu sebepten emeklilerin metropolde yaşamaları zaten imkânsız hale gelmiş durumda.”
Gelen zamla birlikte 3 bin liraya ulaşan bayram ikramiyesinin gülünç olduğunu söyleyen Durna, “Buna ikramiye değil, harçlık denir ancak” dedi. Durna, sosyal hakların da en az ekonomik haklar kadar önemli olduğunu belirtti. “Emeklilere örgütlenme özgürlüğü tanınmalı” diyen Durna bunun yanı sıra ekonomik darboğaz, konut krizi ve daha pek çok sorunun bir sonucu olarak pek çok emeklinin geleceği bir handikap olarak değerlendirdiğini kaydetti. Durna, taleplerini şöyle sıraladı: “Bu durumu yaratan tüm koşullar derhal ortadan kaldırılmalı. Öncelikle emekli maaşı hemen artırılmalı ve gerek iktidar gerekse muhalefet emekliler için çalışmalı. Başta belediyeler ve yerel yönetimler emeklilerin hayatlarını kolaylaştıracak çeşitli sosyal hizmetler sunmalı, emeklilerin günlerini geçirebileceği sosyal alanlar yaratmalı.”
Durna, sözlerini “Bizler yerel seçimler öncesi yan yana gelerek, sokağa çıkarak biz emeklileri değil zenginleri tercih eden iktidarı uyardık. Yaşadığımız sorunlara çözüm üretilmezse basın açıklamaları düzenleyerek, mitingler tertipleyerek sokakları ve meydanları doldurmaya devam edeceğiz” diyerek noktaladı.
EĞER ÇOCUKLARIMIZ HARÇLIK VERİRSE…
Emekli Sen Genel Başkanı Cengiz Yavuz ise yerel seçimlerdeki sonucu, emeklilerin iktidara gösterdiği bir sarı kart olarak değerlendirdi. Yavuz, “Emeklilerin bu iktidardan herhangi bir beklentisi kalmadı. Yerel seçimlerde de uyarı mahiyetinde bir sarı kart gösterdi aslında. Yerel seçimlerde yaşanan mağlubiyete rağmen gerek Erdoğan gerekse Mehmet Şimşek yaptığı açıklamalarla emeklileri germeye devam ediyor” diyerek emeklilerin aldığı maaşın asgari ücretin altında, açlık sınırına dahi erişemeyen bir meblağda olduğunu hatırlattı. Emeklilerin bu bayramı da bu koşullar altında geçirdiğini kaydeden Yavuz, “Eğer çocuklarımızdan biz harçlık alabilirsek bir tas çorba girecek evimize de bayram yaşadık diyebileceğiz” şeklinde konuştu.
Emeklilerinin sorunlarının temelini 2008’te yürürlüğe giren 5510 Sayılı Kanun oluşturduğunu söyleyen Yavuz, taleplerinin emeklilerinin aylık gelirinin yalnızca enflasyon üzerinden hesaplanması değil, tıpkı bu kanundan önceki gibi hesaplanan aylık gelire ek olarak milli gelir ve yıllık büyümeden pay alınması olduğunu belirtti. “Elbette buna ek olarak en düşük emekli aylığının en az asgari ücrete eşit hale getirilmesini istiyoruz” diyen Yavuz, “Yaşanılabilir bir gelecek için bu taleplerin hızla hayata geçirilmesi lazım, aksi takdirde 16 milyon emekli açlık sınırının altında yaşamını sürdürmek zorunda kalacak” ifadelerini kullandı.
“Biz emeklilerin payına düşen de kendi göbeğimizi kendimiz kesmek” diyen Yavuz, bayramdan sonra da talepleri ve hakları için sokaklarda ve meydanlarda olacaklarını söyledi. Yavuz, “İktidar bu ülkenin tüm mal varlığını ve zenginliklerini iki üç müteahhide peşkeş çekmeye devam ediyor. Acilen erken bir genel seçimin yapılması lazım. Aksi takdirde emeklilere, emekçilere, halka kalan daha da derinleşen bir yoksulluk ve artan açlık olacak” dedi.
İKİ KİŞİNİN YAKLAŞIK AYLIK GİDERİ
İŞ ARIYORLAR
İş arayan emekli oranı: %55,3
Emekli ödemelerinin GSYH’ye oranı: %4,1
Emekliye ayrılan kaynak: %3,8
Nakdi yardımlarda emekli/yaşlı payı: %71,2
Emekli aylığı alan sayısı: 11,5 milyon
İş arayan ya da çalışan emekli: 6,4 milyon
En düşük emekli aylığı: 10 milyon TL
Bayram ikramiyesi: 3 bin TL
ORTALAMA FİYATLAR KARŞISINDA İKRAMİYENİN DURUMU (%)
Emekli bayram ikramiyesi: 200
Enflasyon: 516,3
Gıda enflasyonu: 690,4
Kaynak:Birgun.net