Ankara’da emek-meslek örgütleri, artan enflasyon ve ekonomik kriz nedeniyle yapılan zamlara tepki gösterdi. Ortak açıklamayı okuyan KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, “Başta temel tüketim maddeleri olmak üzere yapılan zamlar geri alınmalıdır. Temel ücretler yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmalı, en düşük emekli maaşı Temmuz 2023 itibarıyla net 15 bin TL’ye çıkarılmalıdır. Ücretler toplu sözleşmelerle belirlenmeli, her üç ayda bir yoksulluk sınırında yaşanan artışa göre güncellenmeli. Yüksek enflasyon döneminde asgari ücret de yılda dört kez belirlenmelidir. Vergide adalet sağlanmalı, az kazanandan az, çok kazandan çok verginin alındığı, artan oranlı servet vergisinin uygulandığı bir vergi düzeni getirilmelidir” dedi.
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Dişhekimleri Birliği (TDB), bugün TTB Genel Merkezi’nde gıdadan akaryakıta, ulaşımdan barınmaya kadar birçok alanda yapılan zamlara karşı açıklama yaptı. Emek- meslek örgütlerinin “Geçinemiyoruz, İnsanca Yaşamak İstiyoruz! Zamlar Geri Alınsın! Krizin Faturasını Krizi Yaratanlar Ödesin!” mesajını verdiği ortak açıklamayı KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil okudu. Kablan Yeşil, şunları ifade etti:
“İKTİDARIN SOYUP SOĞANA ÇEVİRDİĞİ HAZİNEYİ DOLDURMAK ADINA UYGULANAN POLİTİKA BİZLERİ EZDİKÇE EZİYOR”
“IMF reçetelerinden de beter bir programla bir kez daha ezilenlerin, yoksulların ceplerine göz dikiliyor. ‘Mali disiplin’, ‘bütçe açığını azaltma’, ‘vergiyi tabana yayma’ gibi adlar altında torba yasalarla vergi yükü işçilerin, emekçilerin, emeklilerin omuzlarına yıkılıyor. İktidarın soyup soğana çevirdiği hazineyi doldurmak adına uygulanan politika bizleri, işçileri, emekçileri, kamu emekçilerini, mühendisleri, mimarları, hekimleri, avukatları, aydınları, akademisyenleri, sanatçıları, gençleri, kadınları, emeklileri, emekli dahi olamayanları ezdikçe eziyor, emeğimizi her gün biraz daha değersizleştiriyor.
“ÜCRETLERİMİZİN BELİRLENMESİNDE TEMEL ALINAN EKONOMİK VERİLER TÜİK ELİYLE DÜŞÜK GÖSTERİLİRKEN VERGİ VE HARÇLAR ASTRONOMİK DÜZEYDE ARTIRILIYOR”
Halk işsizlikle, açlıkla, yoksullukla, artan borçlarla mücadele ederken AKP iktidarı hâlâ bir avuç patrona ve yandaş zümreye yeni ayrıcalıklar tanıyor, muafiyetler getiriyor. Bu nedenle nüfusun yüzde 1’ini oluşturan ama ulusal servetin yüzde 54’ünü elinde tutan dolar milyarderleri büyüdükçe büyüyor. Ücretlerimizin belirlenmesinde temel alınan ekonomik veriler TÜİK eliyle düşük gösterilirken vergi ve harçlar astronomik düzeyde artırılıyor. Emeği ile geçinen bizlerin maaşlarından peşinen gelir vergisi kesilirken tüketirken de ayrıca vergi vermek zorunda bırakılıyoruz. Bizler zam sağanağı altında inim inim inlerken tek sesli medyanın propagandasıyla yaşananların zorunluluktan kaynaklandığı, zamlarla ekonominin toparlanacağı, enflasyonun frenleneceği yalanı dolaşıma sokuluyor! Gerçeği haykırmaya çalışan çığlıklar baskı, şiddet ile; özgür basın ise sansür ve zor ile bastırılmak isteniyor.
Öte yandan toplumsal cinsiyet eşitliğini yok sayan, ayrımcı ve cinsiyetçi uygulamalarla kadın emekçiler işsiz bırakılırken, çalışmaya devam inadı baskı, taciz ve mobbing ile her geçen gün artarak kırılmaya çalışılıyor. Halkın ezici çoğunluğunu yoksulluğa, açlığa, işsizliğe, borçluluğa ve güvencesizliğe mahkûm eden bu politikalar sadece bizlerin değil Türkiye’nin sırtında bir yüktür. Bu yükü taşımaya mecalimiz kalmadı.
“BAŞTA TEMEL TÜKETİM MADDELERİ OLMAK ÜZERE YAPILAN ZAMLAR GERİ ALINMALIDIR, YÜKSEK ENFLASYON DÖNEMİNDE ASGARİ ÜCRET DE YILDA DÖRT KEZ BELİRLENMELİ”
Yoksullukta, sefalette eşitlenmek değil hak ettiğimiz refahta birleşmek istiyoruz. Başta temel tüketim maddeleri olmak üzere yapılan zamlar geri alınmalıdır. Temel ücretler yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmalı, en düşük emekli maaşı Temmuz 2023 itibarıyla net 15 bin TL’ye çıkarılmalıdır. Ücretler toplu sözleşmelerle belirlenmeli, her üç ayda bir yoksulluk sınırında yaşanan artışa göre güncellenmeli, üzerine her çeyrekte yaşanan büyüme rakamları refah payı olarak eklenmelidir. Yüksek enflasyon döneminde asgari ücret de yılda dört kez belirlenmelidir. Vergide adalet sağlanmalı, az kazanandan az, çok kazandan çok verginin alındığı, artan oranlı servet vergisinin uygulandığı bir vergi düzeni getirilmelidir. Sendikalaşma ve grevli gerçek toplu iş sözleşmesi önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.
“DAHA FAZLA BEDEL ÖDEMEK İSTEMİYORSANIZ; GELİN HEP BİRLİKTE HAKLARIMIZ İÇİN OMUZ OMUZA VERELİM”
DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve TDB olarak; zamlardan, yoksullaştıran ekonomik politikalardan rahatsız olan, ‘Bu böyle gitmez’ diyen herkese sesleniyoruz: Bizlere her geçen gün daha fazla yoksulluk, sefalet, güvencesizlik dayatılan bu pespaye sistemi değiştirmek ve dönüştürmek elimizde! Daha fazla bedel ödemek istemiyorsanız; sendikalı sendikasız, çalışan-emekli, gelin hep birlikte haklarımız için omuz omuza verelim. Üretimden gelen gücümüzle haklarımıza sahip çıkalım.”
Ortak açıklamanın ardından toplantıya katılan emek meslek örgütü temsilcileri de söz alarak şunları dile getirdi:
DİSK DEV MADEN-SEN GENEL BAŞKANI TAYFUN GÖRGÜN: Gerçekten çok büyük geçim sıkıntısı var. Bütün bunların üstesinden gelmek için birleşmek ve mücadele etmemiz gerekiyor. İnsanlar sustukça, bir süre sonra kendi kendimize düzeleceğini bekledikçe bu işler daha da kötüye gittiğini bir kez daha gördük. El ele verip haklarımız, ekmeğimiz, ülkemiz, çocuklarımız için ortak mücadeleye çağırıyoruz herkesi.
TMMOB BAŞKANI EMİN KORAMAZ: Halkın büyük çoğunluğunun açlıkla, yoksullukla, işsizlikle boğuştuğu bir dönemden geçiyoruz. Ne yazık ki ülkemiz yıllardır piyasanın egemen olduğu bir ekonomik anlayış tarafından yönetiliyor. Devletin sosyal görevleri tamamen budandı. Toplumsal kalkınma anlayışı hem ekonomik hem sosyal hem de politik alandan dışlandı. Ekonomiyi, kamuyu küçülteceğiz diye yatırımların durduğu bir dönemden geçiyor ülke, açlık sınırında ücretlerle çalışmak zorunda kalıyorlar özel sektörde çalışan ücretli üyelerimiz. Bir ülkede mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı ikinci palana atılırsa o ülkenin geleceğinden de vazgeçilmiş demektir. Geçinemiyoruz gerçekten bizler de insanca yaşamak istiyoruz.
TDB GENEL SEKRETERİ EMEL EROĞLU: Aslında bu siyasi bir tercih ve iktidar bu tercihini emeği ile geçinenler ve çalışanlardan yana kullanmadı, sermayeden yana bir tutum sergiliyor. Kamuda ya da özelde çalışan, emekli, diş hekimleri olarak hepimiz geçinemiyoruz. Gelirlerimiz ve hayat standartlarımız büyük ölçüde düştü. Son 1 yılda yaşadığımız yüksek enflasyon, yaşam şartları hepimizi gerçekten zorluyor. Yılmayacağız elbette, umudumuzu yitirmeyeceğiz, bu ülkenin yaşayan üretenleri olarak üretmeye devam edeceğiz.