Merkez Bankası’nın seçim öncesinde yaptığı 5 puanlık faiz artışının etkisini bu haftadan itibaren görmeye başlayacağız. Sürpriz faiz artışının ilk etkisini döviz rezervlerindeki erimenin durmasıyla hemen gördük. Kurlar üzerinde etkisini gösteren faiz artışının, mevduat ve kredi faiz oranlarına ne kadar etki edeceğini ise Pazartesi gününden itibaren görmeye başlayacağız.
5 puanlık faiz artış kararının seçim öncesine çekilmesinde, dövize olan talebin bir türlü durdurulamaması sonucu rezervlerdeki erimenin belirleyici olduğu ortaya çıktı. Perşembe günkü Merkez Bankası toplantısından önceki üç gün, rezervlerdeki erime günlük 1,5 milyar dolara kadar çıktı. Kararın alındığı ilk gün ise bu erimenin durduğu, rezervlerde 300 milyon dolar artış olduğunu gördük.
Mayıs seçimleri öncesinde en dip noktasına düşen rezervler, swap hariç kamu dahil eksi 77 milyar dolara kadar inmişti. Faiz kararından önceki gün olan Çarşamba günü ise swap hariç kamu dahil net rezerv eksi 75 milyar dolar olarak saptandı. Hızlı erime aynen devam etseydi, Mayıs’taki en dip nokta da aşılıp, rezervler eksi 80 milyar doların altına inecekti. İşte Merkez Bankası’nın 5 puanlık faiz artış kararının bu nedenle öne çekildiği anlaşılıyor.
Önümüzdeki hafta içinde rezervlerde, fazla olmasa da iyileşmenin başlaması beklenebilir. Çünkü yabancı banka raporlarında bu sürpriz artışın devam etmeyeceği yönünde beklentiler dile getirildi ve bu saptamanın artık kısa vadeli yabancı sermaye girişini başlatması bekleniyor. Önümüzdeki hafta yabancı girişinin başlayacağı, gelen fonların TL’ye dönerek bir süre bekleyeceği, daha sonra da tahvil ya da hisse senedine yatırım yapacağı tahmin ediliyor.
Bu arada seçim sonrasında alınacak kararların, kısa vadeli fon girişinde asıl belirleyici unsur olacağı açık. Seçimlerden sonra, son dönemde hazırlığı yapılan yeni tedbirler konusunda çıkacak haberler ve atılacak somut adımların yabancı fon girişini hızlandırabileceği umut ediliyor.
Bu arada yerli yatırımcının faiz kararından sonra döviz ve altına olan talebinin durakladığı gözlendi. Bankacılar, yerlilerin faiz kararıyla durduğunu ama ellerindeki altın ve dövizi bozdurmak için bir süre daha bekleyeceğini tahmin ettiklerini söylüyorlar. Yerli yatırımcının davranışında yabancı fon girişinin hangi hızla geleceği, bunun rezervlerde ne kadar iyileşme sağlayacağı gibi unsurlar etkili olacak. Yani yabancı fon girişi hızlanıp rezervler yükselmeye başlar, aylık kur artışları düşük seyrederse, işte o zaman yerlilerin de ellerindeki ya da bankalarda tuttukları altın ve dövizleri bozdurdukları görülebilir.
TL MEVDUAT FAİZİ ÖNEMLİ OLACAK
Özellikle küçük tasarrufçunun dövizden vazgeçmesinde en belirleyici olacak veri ise bundan sonra TL mevduat faizlerinin hangi düzeye çıkacağı olacak. Eğer enflasyonun üzerinde bir mevduat geliri elde ettiklerini görürlerse, işte o zaman yerli yatırımcının da TL’ye dönmeye başlayacağını görebiliriz.
Geçen haftaki Merkez Bankası politika faizi artışı TL mevduat ve kredi faiz oranlarında önemli bir artış sağlamadı. 5 puanlık artışa karşılık TL mevduat ve kredi faiz oranları 1-2 puanlık artış gösterdi. Banka şubelerinin hem mevduat hem de krediler konusunda hareketsiz kalıp, yönetimlerinden Pazartesi sabah saatlerinde gelecek yeni talimatları beklediklerini gördük.
Bankacılar 5 puanlık politika faiz artışının mevduat ve kredi faiz oranlarına en fazla 3 puan yansıyacağı beklentisi içinde. Kredi faiz oranlarına fazla etkisi olmayabilir; çünkü krediler konusunda alınan son önlemler zaten kredi kullanım talebini kesmiş görünüyor. O nedenle bankaların kredi verebilmeleri için zaten faiz oranlarını daha fazla artıracak yerleri bulunmadığı söylenebilir.
Ancak mevduat faizlerinde, özellikle de küçük tasarrufçuya verilecek TL mevduat faiz oranlarında yaşanacak artış önemli olacak. Çünkü altın ve dövize yatırım yapan küçük tasarrufçu, kendisine teklif edilen faiz oranları aylık enflasyon oranlarının altında kaldığı için, bu yolu tercih etti. İşte küçük tasarrufçunun yatırım tercihini değiştirmesi ve TL’ye dönüşünü sağlamak için küçük tasarrufçunun mevduat faiz oranlarının artırılması gerekecek.
Rezervler iyice düzelmeden, aylık enflasyon oranları düşmeye başlamadan önce mevcut faiz oranları ile küçük tasarrufçunun TL ‘ye dönme ihtimali düşük. Yani küçük tasarrufçunun ancak yılın ikinci yarısında TL’ye dönme ihtimalinden söz edilebilir. Halbuki seçim sonrası alınacak tedbirlerle bu tercihin değiştirilmesi öne çekilebilir. Bunu sağlamak için Merkez Bankası’nın bankaları, küçük tasarrufa verdikleri faizi oranlarını yükseltmeleri için teşvik etmesi gerekebilir.
Bu hafta 5 puanlık faiz artışının piyasalara etkisi görülmeye başlayacak ama asıl etkinin seçimlerden sonra görüleceği de kesin. Seçimlerden sonra alınacak ek tedbirlerin dozu, bundan sonraki enflasyonla mücadelenin ne kadar sıkı olacağı bundan sonraki piyasa hareketlerini de belirleyecek.
5 puanlık son faiz artışı dahil, alınan sıkı para politikası tedbirlerinin asıl etkisi seçimlerden sonra görülmeye başlayacak ve ekonomide sıkı bir daralma süreci yaşamaya başlayacağız. Sıkı para politikasının en azından 2-3 yıl sürmesi gerekeceğini unutmamak gerek. Umarız alınacak tedbirlerle bu sürecin dar ve sabit gelirli kesim üzerindeki etkisi bir ölçüde rahatlatılabilir.