Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin seçim gözlem heyeti, 28 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turuna ilişkin tespitlerini açıkladı. AGİT Parlamenter Asamblesi’nin Heyet Başkanı Farah Karimi, “Birinci turda, şartların eşit sağlanmadığı ve kampanyanın adil olmadığı yönündeki endişeler devam etmiştir. Görevdeki cumhurbaşkanı haksız bir avantajdan yararlanmaya devam etti. Ne yazık ki her iki tarafın da ayrımcı ve kışkırtıcı sert söylemler kullanması, siyasi ortamı ve Türk toplumunu daha da kutuplaştırmıştır” değerlendirmesinde bulundu. AGİT Seçim Gözlem Heyeti Başkanı Jan Petersen ise, “Çoğunlukla muhalefet destekçilerine yönelik münferit şiddet olayları olsa da seçim gününün son derece barışçıl geçtiğini belirtmek isterim. Gözlemciler, ailece gruplar hâlinde oy kullanıldığını ve bazı seçim merkezlerinin düzeninden dolayı oy gizliliğinin potansiyel olarak tehlikeye girdiğini belirtmiştir” dedi.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin (AKPM) gözlemcilerinden oluşan uluslararası seçim gözlem heyeti, dün yapılan Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçiminin ardından bugün basın toplantısı düzenledi. Ankara’da yapılan toplantıya AGİT Seçim Gözlem Heyeti Başkanı Büyükelçi Jan Petersen, AKPM Heyet Başkanı Frank Schwabe ve AGİT Parlamenter Asamblesi Heyet Başkanı Farah Karimi katıldı.
Sözlerine Türk halkına ve yetkililerine teşekkür ederek başlayan Karimi, hukukun üstünlüğünün, temel hak ve özgürlüklere saygının iyi işleyen bir demokrasinin temeli olduğunu belirtti. Karimi, seçimin ikinci turuna ilişkin gözlemlerini şöyle aktardı:
“MEDYANIN TARAFLI YAYINLARI VE EŞİT ŞARTLAR SAĞLANMAMIŞ OLMASI, İKTİDAR PARTİSİNE HAKSIZ AVANTAJ SAĞLADI”
“28 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı’nın ikinci turunda, seçmenlere gerçek siyasi alternatifler arasında bir seçim yapma imkânı sunulmuş ve seçime yüksek bir katılım olmuştur. Ancak, seçimin ilk turunda olduğu gibi, medyanın taraflı yayınları ve eşit şartlar sağlanmamış olması, iktidar partisine haksız bir avantaj sağlamıştır. Seçim idaresi teknik olarak seçimi etkin bir şekilde yönetmiştir, fakat şeffaflık ve iletişim konusundaki eksiklikler büyük ölçüde devam etmiştir.
Sakin ancak çekişmeli geçen kampanya sürecinde adaylar özgürce kampanya yürütebilmiştir.
İfade özgürlüğünün kısıtlandığı bir ortamda hem özel hem de kamu medyası kampanyaya ilişkin yayınlarında editoryal bağımsızlık ve tarafsızlığı sağlayamamıştır. Bu da seçmenlerin bilinçli bir seçim yapma kabiliyetini azaltmıştır. Seçim günü genel olarak sakin geçmiştir. Ancak, özellikle oy sayımı sırasında bazı prosedürlerin eksik uygulandığı durumlar kaydedilmiştir.
“HER İKİ TARAFIN DA AYRIMCI VE KIŞKIRTICI SERT SÖYLEMLER KULLANMASI, SİYASİ ORTAMI VE TÜRK TOPLUMUNU DAHA DA KUTUPLAŞTIRMIŞTIR”
Kısacası, cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turuna ilişkin değerlendirmemiz, iki hafta önce sizlerle paylaştıklarımızla benzerlik göstermektedir. Birinci turda, şartların eşit sağlanmadığı ve kampanyanın adil olmadığı yönündeki endişeler devam etmiştir. Görevdeki cumhurbaşkanı haksız bir avantajdan yararlanmaya devam etti. Ne yazık ki, her iki tarafın da ayrımcı ve kışkırtıcı sert söylemler kullanması, siyasi ortamı ve Türk toplumunu daha da kutuplaştırmıştır. Geçtiğimiz haftalarda halk tarafından sergilenen demokratik ruhu takdir ediyorum. Seçmenler dün de dahil olmak üzere büyük bir katılımla sandığa gitmiştir ve kazananın Türkiye’nin birliğini sağlamak için samimi çaba sarf etmesi büyük bir önem taşımaktadır. Hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı temelinde demokrasisini güçlendirmek isteyen Türkiye’yi desteklemeye ve iş birliğine devam etmeye hazırız.”