CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Karadeniz’deki sel felaketlerine ilişkin, “Acaba her sene tekrarlanan bu Karadeniz sel felaketi konusunda merkezi hükümet ne yapmayı planlıyor? Merkezi hükümet buralardaki yerel yönetimlerle ne gibi iş birlikleri geliştiriyor? Bugüne kadar ortaya konulmuş yanlış yatırımların sonuçlarını değerlendirme konusunda hangi bilimsel çalışmayı üretiyor? Meslek odalarıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla bir iş birliği buralarda söz konusu mu? Yoksa biz 2024’ün Temmuz’unda da Karadeniz’de yaşanacak olan sel felaketleri için aynı cümleleri kurmaya devam edecek miyiz? Bu soru Türkiye Büyük Millet Meclisi atmosferinde önümüzdeki seneye kadar asılı kalmaya devam edecek” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, bugün TBMM Genel Kurulu’nda konuştu. Karadeniz’deki sel felaketine dikkat çeken Günaydın, şunları söyledi:
“ACABA HER SENE TEKRARLANAN BU KARADENİZ SEL FELAKETİ KONUSUNDA MERKEZİ HÜKÜMET NE YAPMAYI PLANLIYOR?”
“Yaşamakta olduğumuz günler, Türkiye’nin hem doğal afetler açısından hem de iktisadi sorunlar açısından çok ciddi dönemlerden geçtiği bir zaman dilimini bize simgeliyor. Doğal afet diyoruz ama arkasına baktığımızda yanlış kentleşme, yanlış planlama, yanlış ekonomi politikaları vb. politikaların ürettiği sonuçlardır.
Birkaç gün içerisinde Ordu’da, Kastamonu’da, Zonguldak’ta, Bartın’da, Bolu’da, Düzce’de ve Sakarya’da ortaya çıkan sel felaketlerinde yurttaşlarımız hayatlarını kaybetti. Çok sayıda yurttaşımızda yaralandı. Acaba her sene tekrarlanan bu Karadeniz sel felaketi konusunda merkezi hükümet ne yapmayı planlıyor? Merkezi hükümet buralardaki yerel yönetimlerle ne gibi iş birlikleri geliştiriyor? Bugüne kadar ortaya konulmuş yanlış yatırımların sonuçlarını değerlendirme konusunda hangi bilimsel çalışmayı üretiyor? Meslek odalarıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla bir iş birliği buralarda söz konusu mu? Yoksa biz 2024’ün Temmuz’unda da Karadeniz’de yaşanacak olan sel felaketleri için aynı cümleleri kurmaya devam edecek miyiz? Bu soru Türkiye Büyük Millet Meclisi atmosferinde önümüzdeki seneye kadar asılı kalmaya devam edecek.
“TÜM SOYKIRIMLARDA OLDUĞU GİBİ UNUTMAYACAĞIZ Kİ KİMSE BİR KEZ DAHA TEKRARLAMA CÜRETİNE SAHİP OLMASIN”
Üzerinden 28 yıl geçti. 28 yıldır kanayan Srebrenitsa soykırımının kanı. 8 bin 372 Boşnak sivilin Birleşmiş Milletler’in ‘Güvenli Bölge’ ilan ettiği Srebrenitsa’da ırkçı Sırp çeteler tarafından katledilmesi ve aslında uygar dünyanın da buna seyirci kalması vicdanlarımızı yaralamaya devam ediyor. Tüm soykırımlarda olduğu gibi unutmayacağız ki kimse bir kez daha tekrarlama cüretine sahip olmasın.
“CAN ATALAY 2 AYA YAKIN BİR SÜREDİR SİLİVRİ’DE HAKSIZ BİR ŞEKİLDE TUTULMAYA DEVAM EDİLİYOR”
14 Mayıs 2023 tarihinde milletvekilliği genel seçimleri yapıldı. Bütün seçilen milletvekili arkadaşlarımız Meclis’te yerlerini aldılar, Can Atalay hariç. Can Atalay 2 aya yakın bir süredir Silivri’de haksız bir şekilde tutulmaya devam ediliyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı dahil olmak üzere temas ettiğimiz bütün yetkililer bu konudaki geçmiş uygulamaları ve yüksek yargı kararlarını da dikkate alarak kısa süre içerisinde sorunun çözüleceğini umduklarını söylüyorlar. Ancak umma ile bir sorun maalesef çözülmüyor. Yargıtay’ın ve Cumhuriyet savcılarının bu konudaki adeta hukuka karşı tutumlarının altını çizmek zorundayız. Yasama faaliyetinin onurunu hep beraber koruma görevi ortak sorumluluğumuzdur. Can Atalay içeride olduğu sürece bu konuda bir iyi sınavı hiçbir milletvekilimizin ve hiçbir görevlimizin vermediğini, veremeyeceğini belirtmek durumundayım. Yalnızca Can Atalay değil, tüm Gezi tutuklusu arkadaşlarımıza buradan selam iletiyorum. Direnişin onuru hepimizle beraber yaşamaya devam ediyor.
“MERDAN YANARDAĞ’IN TUTUKLU YARGILANMASINI GEREKTİREN HERHANGİ BİR HUSUSU HUKUK ÇERÇEVESİNDE ÖNE SÜREBİLMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR”
Merdan Yanardağ bugün tutuklu. Merdan Yanardağ’ın tutuklu yargılanmasını gerektiren herhangi bir hususu hukuk çerçevesinde öne sürebilmek mümkün değildir. Ancak Merdan Yanardağ tutukludur, hakkında iddianamenin düzenlenmesini beklemektedir. Yalnızca Merdan Yanardağ değil, bu durumda olan benzer arkadaşlarımızın benzer yargıyı paylaştıklarını ifade etmek isterim.
“İŞSİZLİK TANIMLARIYLA İŞSİZLİĞİ SAKLAMAKTAN VAZGEÇİP BUNU NASIL ÇÖZECEĞİMİZE YÖNELİK ÇABALAR ORTAYA KOYMALIYIZ”
TÜİK işsizlik oranını açıkladı. TÜİK’e göre 0,5 puan gerileyerek işsizlik oranı yüzde 9,5’e geriledi. Yani TÜİK, ‘3,3 milyon işsizimiz var’ diyor. Buna karşılık yapılan bilimsel araştırmalar geniş tanımlı işsizlik oranlarının yüzde 22,5’e, işsiz sayısının da 9 milyona dayandığını gösteriyor. O halde işsizlik tanımlarıyla işsizliği saklamaktan vazgeçip bunu nasıl çözeceğimize yönelik çabalar ortaya koymalıyız.
“BİREYSEL BORÇLAR SON BİR HAFTADA 19 MİLYAR ARTARAK 2 TRİLYON 211 MİLYAR LİRAYA ULAŞTI”
Bireysel borçlar son bir haftada 19 milyar artarak 2 trilyon 211 milyar liraya ulaştı. Yalnızca dar gelirli yurttaşlarımızın ilk 5 ayda kredi kartına ödedikleri faiz miktarı 114 milyar lirayı geçti. Türkiye dünyada 157 ülke arasından sefalet endeksinde 10’uncu sıraya yükselmiştir. Bunlar can sıkıcı rakamlardır. İnandırıcı gelmeyenlere şunu tavsiye ederim; buğday üreticilerine sorsunlar, ‘halimizden memnunuz buğdayımızı iyi fiyattan satıyoruz’ diyorlarsa sorun yok. Taksi şoförlerine sorsunlar, ‘artan motorlu taşıtlar vergisinden ve mazot fiyatlarından memnunuz’ diyorlarsa sorun yok. Ya da emeklilere, kamu çalışanlarına sorsunlar, ‘geçinebiliyoruz’ diyorlarsa sorun yok. Biz yeni yasama döneminde bütün bu sorunları çözebilecek etkin ve yararlı bir yasama döneminin paydaşları olmak istiyoruz.”