Ucuz otellerde kalan emekliler Meclis gündeminde
CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, evleri olmadığı ve maaşları kiraya yetmediği için günlüğü 200 liraya Ulus’ta otelde kalan emeklilerin durumuna ilişkin, “15-20 bin TL kira ödeyemediği için Ulus’taki ucuz otellerde kalmak zorunda kalıyorlar. Geceliği 200 lira, 300 lira, 400 lira. Karınlarını doyurmaya çalışıyorlar. Bu sorunların giderilmesi ve yetkililerin buraları ziyaret edip bir an önce önlemi alması gerekiyor, huzur içerisinde, refah içerisinde yaşamalıdır” dedi.

TBMM Başkanvekili Celal Adan’ın başkanlığında toplanan TBMM Genel Kurulu’nda Sağlık Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçeleri görüşülüyor. Bütçeler üzerinde grubu olan siyasi partiler görüş ve önerilerini dile getiriyor.
AKAY: “BİR AYLIK SÜRE İÇERİSİNDE AKARYAKITA GELEN AVRUPA ÜLKELERİNİN 2 YILLIK ZAMMINA EŞİT”
Sağlık Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, akaryakıta gelen zammın Avrupa ülkelerinin 2 yıllık zammına eşit olduğunu belirterek bütçeye dair genel bir değerlendirme yapacağını söyledi. Akay, merkezi bütçe büyüklüğü 18.9 trilyon olduğuna değinerek şu ifadelere yer verdi:
“Kamu gelirleri 16.2 trilyon daha şimdiden 2 trilyon 712 milyarlık bir açık var. Bu bütçenin en önemli sorunu bütçe disiplininin sağlanamaması ve bütçe açığının aşağıya çekilememesi. Daha şimdiden 2 trilyon 712 milyarlık bir açığı göğüslemiş bulunuyoruz. Bir taraftan da borçlanma limiti torba yasayla yeterli olmadığı için ek yetki alındı 595 milyar. Bu Meclis’ten geçti. Yani bütçenin borçlanma gereği gider direkt artıyor. Bu bütçe görüşmeleri nezdinde bir aylık süre içerisinde akaryakıta gelen Avrupa ülkelerinin 2 yıllık zammına eşit. Bütçenin benzini daha şimdiden bitmiş durumda. Kaynaklar doğru yere harcanıyor mu? Harcanmıyor. Nerelere gidiyor? Faiz giderlerine gidiyor, garanti ödemelerine gidiyor, Yap İşlet Devlet ve Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projelerine gidiyor. Şimdi Yap İşlet Devlet ve KÖİ projeleri ile ilgili olarak harcanacak tutar önümüzdeki üç yıl içerisinde 821 milyar. Bakın işler bu 44 firmaya veriliyor. Bir taraftan teşvik belgeleri bu 44 firmaya veriliyor. Yetmiyor vergi resim harç istisnası yoluyla tahsilinden vazgeçilen vergi imkanları bunlara sağlanıyor ki 768 milyar. Bu bütçede bu 768 milyarla her bir emekliye asgari ücret tutarında iki bayramda ödeme yapabilirdik, bayram ikramiyesi verilebilirdi ama tercih edilmedi.”
“KİRA ÖDEYEMEDİĞİ İÇİN ULUS’TAKİ UCUZ OTELLERDE KALMAK ZORUNDA KALIYORLAR”
Ulus’ta evleri olmadığı ve maaşları kiraya yetmediği için günlüğü 200 liraya otelde kalan emeklilerin durumundan da bahseden Akay, “Bakın emekliler 25-30 yıl memlekete hizmet etmiş. Alınteriyle çabalamış. Bakıyorsunuz bunların şu anda çoluğu çocuğu yok, eşinden ayrılmış fakat hayatını geçirmeye devam ediyor. 15-20 bin TL kira ödeyemediği için Ulus’taki ucuz otellerde kalmak zorunda kalıyorlar. Geceliği 200 lira, 300 lira, 400 lira. Tuvalet ve banyo varsa 12 bin TL’ye yoksa 6 bin TL’ye… Karınlarını doyurmaya çalışıyorlar. Buna hiçbir vekilin vicdanının el verdiğini sanmıyorum. Bizde örf, adet, gelenekler önemlidir. Aile büyüğüne, ataya saygı önemlidir. Batının bizden öğrendiği değerlerden biridir. Bu sorunların giderilmesi ve yetkililerin buraları ziyaret edip bir an önce önlemi alması gerekiyor, huzur içerisinde, refah içerisinde yaşamalıdır” diye konuştu.
CHP’li Akay, geçen yıl bahsettiği “1. İsraf Sergisi”ni hatırlatarak bugünkü konuşmasında “2. İsraf Sergisi” adı altın bakanların lüks araçlarını eleştirdi. Yedi bakan haricinde TBMM’ye bakanların ultra lüks araçlarla geldiklerini belirten Akay, “Bunlardan TOGO kullananlar da var. En azından yedi bakan hiç olmazsa yerli milli aracı kullanmaya başlamış ama bir taraftan lüks, şatafat, israf devam ederken bir taraftan emeklilerimizin böyle bir durumda olması 16 bin 881 lira ile geçinmeye çalışılması kabul edilebilir bir durum değil” dedi.
PALA: “TİCARİ BİR META BİÇİMİNE DÖNÜŞTÜRECEK OLURSANIZ O KİMSE İÇİN HAK OLMAZ”
CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın “Sağlık turizmi gelirleri 1.3 milyardan 3 milyar dolar seviyesine çıkmıştır. Tek başına bu gösterge bile sağlıkta nereden nereye geldiğimizi göstermektedir” sözlerini hatırlatarak “Açık söyleyeyim ben şaşkınlıkla dinledim bunu. Buradan çıkardığım şöyle bir şey var. Sayın Bakan lütfen Sayın Yılmaz’a söyleyin. Sayın Yılmaz sağlıkta performans göstergelerini bilmiyor. Ben şimdi bir tanesini size söyleyeceğim ama ikincisi, sağlık alanını gelir getirici bir alan olarak ortaya koymak asla kabul edilemeyecek bir şey. Bunu Sağlık Bakanlığı’nın lisanslar için bir açık arttırma ihalesi düzenlemesi uygulamasında da görüyoruz. Bakın, sağlık haktır. Eğer siz sağlığı hak olmaktan çıkarıp ticari bir meta biçimine dönüştürecek olursanız o kimse için hak olmaz. Yalnızca zenginin, parası olanın, parası yettiği kadar satın alabildiği bir ürüne dönüşür çünkü bu kesinlikle bizim kabul edeceğimiz bir şey değil” diye eleştirdi.
Dünyada sağlık sistemleri için en önde gelen göstergenin bebek ölüm hızı olduğunu söyleyen Pala, “Türkiye’de maalesef bebek ölüm hızı ve çocuk ölüm hızı Avrupa Birliği üyeleri ve ada ülkeleri içerisinde en yüksek Ve son 10 yılda bir plato çizmektedir. Avrupa Birliği ortalamasının 3 katından daha fazla bebek ölüyor bu ülkede. Ve yalnızca bu bebek ölüm hızının yüksekliği değil, aynı zamanda Türkiye’de bölgeler arasında ve iller arasında da büyük bir eşitsizlik var. Örneğin Doğu Karadeniz’de her bin bebekten 5.8’i ölürken Güneydoğu Anadolu’da bu 13.6. Artvin’de bir yıl içerisinde bin bebekten 3.7’si ölürken Gaziantep’te binde 16.7. Bu kadar büyük eşitsizlik, bu kadar çarpıcı bir kavram varken bir tek gösterge bile sağlıkta nereden nereye geldiğimizi gösteriyor diyorsanız hiç kusura bakmayın” dedi.
“GEREKSİZ GEREKSİZ TOMOGRAFİ ÇEKİMİNDE DÜNYADA NEREDEYSE BİRİNCİYİZ ÇÜNKÜ SERMAYEYE PARA KAZANDIRIYOR”
Pala, iktidarın sağlık alanına bakışının sorunlu olduğunu söyleyerek şöyle konuştu:
“Sağlık sistemi yurt dışından gelen hastalardan özel sektöre milyar dolar kazandırmayı değil Gaziantep’te Şanlıurfa’da Muş’ta bebeklerin ölmesini engelleyen bir sistem olmalıdır. Bunu asla göz ardı etmeyin. Mesela kaçınılabilir nedenlere bağlı ölüm hızı Türkiye’de çok yüksek. Tütün kullananların oranı artıyor. Üstelik tütün endüstrisi Türkiye içerisinde oldukça etkisi yüksek bir endüstri olarak sınıflandırılıyor. Şeker hastalarının görülme sıklığı son 10 yılda iki katına çıkmış. Yüksek tansiyon hastalarının yalnızca üçte birinin tansiyonu kontrol altında ve buna karşın gereksiz gereksiz tomografi çekiminde dünyada neredeyse birinciyiz. Neden? Çünkü sermayeye para kazandırıyor.
Bu sermayeye para kazandırma meselesinden biraz kendimizi çekip bunun hak olması meselesine odaklanmamız gerekir. Sayın Yılmaz bir şey daha söyledi. Dedi ki, ‘pandemi döneminde sağlık sistemimiz tüm dünyaya rüştünü ispatlamıştır.’ Açıkçası çok şaşıracak izledim. Sayın Bakan siz yoktunuz ama bir önceki Bakan varken, plan bütçede aslında Türkiye’nin maalesef ki maalesef pandemide hiç iyi performans gösteremediğini kanıtlarıyla ortaya koymuştuk. Size bir tek rakam vereyim. Devletin resmi rakamı TÜİK diyor ki: ‘2020, 2021, 2022’de bu 3 yıl içerisinde Türkiye’de fazladan 309 bin kişi öldü.’ Sağlık Bakanlığı diyor ki: ‘Covid’den 102 bin kişi öldü.’ Soruyorum size eğer Covid’den 102 bin kişi öldüyse bu 309 bin kişi neden öldü? Bilimsel literatüre bakın lütfen. Buradan hiçbir şekilde doğru düzgün bir iyi başarı öyküsü çıkmaz.”
