19° Açık

Özgür Özel, grup toplantısında değerlendirmelerde bulundu

Gündem - 4 Kasım 2025 15:06 A A

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında değerlendirmelerde bulundu.

“Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bizi izleyen ve dinleyen herkese sımsıcak bir hoş geldiniz diyorum. Bu arada 29 Ekim’i geride bıraktık. 81 ilimizde örgütlerimiz ve belediyelerimizle vatandaşlarımız 102. yılında büyük bir coşkuyla kutladılar. Emek veren herkese teşekkür ediyorum. Yaşasın Cumhuriyet!

Çağlayan’da yeni bir kumpasa karşı hep birlikte kenetlendik. Eskişehir ve Arnavutköy’de mitinglerimizi gerçekleştirdik. Korkuya teslim olmadan, zalimi memnun etmeden bir haftayı hep birlikte geçirdik.

6 ŞUBAT’IN 1000’İNCİ GÜNÜ: ERDOĞAN SÖZÜNDE DURMADI

Erdoğan ‘bir yıl sonra çadırda kimse kalmayacak sözü’ verdi. Bir yıl bittiğinde 658 bin konut yapılacaktı, 18 bin konut teslim edildi. Şimdi 1000. gündeyiz. 300 bine yakın konutu teslim etmekle övünüyorlar. 35 gün orada aralıksız kalmış birisi olarak, oradaki tüm çalışmaları kıymetli görmüşümdür. Ama depremden 3 gün sonra, devleti bilenlerin yönetmesi lazım, ‘biz buradaki evleri bir yıl içinde bitireceğiz’ dedi Sayın Erdoğan. Bu söz verildi. İnsanlar bu söze inanmak istediler. O bir yıl geçtiğinde 650 bin konut teslim edeceğiz dedi ancak 18 bin konutunu teslim edebildi. 3. yılında 300 bin konut vermekle övünüyorlar, o da verdikleri sözün yüzde 40’ını denk geliyor. Bugün yüz binlerce depremzede konteynerlerde ya da şehir dışındaki akrabalarının yanında yaşıyor. İşletmelerin yarıdan fazlası faal değil.

Belediyelerimizle, milletvekillerimizle hep orada olduk. Belediye başkanlarımız elini deprem bölgesinden hiç çekmedi. Depremzedelerin hiçbir sorununu ortada bırakmamaya gayret edeceğiz. Ben hem belediyelerimize hem de bölgeye katkı sunan hangi partiden olursa olsun herkese teşekkür ediyorum. Aramızda Sındırgı Belediye Başkanımız var. Sındırgı’nın afet bölgesi ilan edilmesi isteniyor. Sındırgı’ya devletin şefkatli elinin ulaşması gerekiyor.

GEBZE’DEKİ YIKIM FACİASI: KOCAELİ CHP’NİN OLSAYDI…

Malum Gebze’de bir şehircilik skandalı yaşanıyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı, sonra Ulaştırma Bakanlığı’na devredilen bir metro inşaatı var ve bu metro inşaatında 7 katlı kendisi sağlam olan bir bina maalesef yıkıldı, devrildi ve dört yurttaşımızı kaybettik orada. Sonrasında 21 bina, 28 iş yeri tahliye edildi. Ve ardından daha olay sıcakken erken iletişim iyidir diyerek Ulaştırma Bakanlığı hemen konunun bizimle ilgisi yok dedi, çıktı kenara. Oysa geçen sene Temmuz ayında Makine Mühendisleri Odası’nın sorularla güçlendirdiği bir raporu çıktı ortaya. Diyor ki burada metro yapıyorsunuz, zemin zayıf. Bu inşaat bu apartmanların altındaki zeminde kayma yaratabilir.

Çalıştınız mı, baktınız mı, evleri boşaltmayı düşünüyor musunuz? Kaç taneye boşalttınız? Burada kentsel dönüşüm düşünmüyor musunuz? Hiç kimse kıymet vermemiş ona. İlk önce bina çökünce ‘o binaya özel bir şeydir, bizle ilgisi yok metromuzla’ dediler. Ama şimdi anlaşılıyor ki bütün bir mahalle o metro inşaatı yapılırken doğru tedbirler alınmadığı, doğru özen gösterilmediği için büyük bir felaketin kenarından dönmüş. Ama tabii nasıl bir felaket yaşandığında tek amaçları…

“DEMOKRASİ TRENİ YOLUNA DEVAM EDECEK”

Bunları Cumhuriyet AK Partililere anlatmıyorum. Bunları son seçimde bize oy verenlere değil vermeyenlere anlatıyorum. Onların vicdanını havale ediyorum. Seçimi kazanıyorsun. Mazbatayı iptal ediyor. Bir daha kazanıyorsun. Bin türlü kötülük icat ediyor. Bir daha kazanıyorsun diplomanı iptal ediyor. Bir daha kazanıyorsun hapisler icat ediyor. Bir daha kazanıyorsun ‘yolsuz’ diyor, ‘hırsız’ diyor, ‘terörist ‘diyor, hızını alamıyor ‘casus’ diyor.

Ya bunu bunu yapan birisinin demokrasiden bahsetmesi, sandıktan bahsetmesi, milli iradeden bahsetmesi mümkün mü? Bugüne kadar bugüne kadar ‘Demokrasi trenine bindik işimize geldi indik’ diyor. Bindiği trenin lokomotifi, bindiği trenin raylarını döşeyen kişi benim partimin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. O trenden, o trenden ineceksin sen. Ama o tren yoluna devam edecek. Yoluna sonuna kadar devam edecek.

Kimsin sen? Sen karşısında dururken sana rağmen döşendi o raylar. O rayları döşeyeni senin çok sevdiklerin idama mahkum ettiler Kurtuluş Savaşı’na girişmesin diye. Kimsin sen? Bu kürsüden bu kürsüden geçen sene 18 Şubat günü ‘bir darbe mekaniği işliyor’ demiştim. Bir darbe mekaniği işliyor. Ve Türkiye’nin normalde darbeler bütün dünyada bugüne kadar bilindiği kadarıyla birileri tarafından iktidara yapılır. Muhalefete de döner bakarlar sen bu işin bir yerinde var mısın diye. Allah’a şükür Cumhuriyet Halk Partisi 15 Temmuz darbesinde de bundan önceki herhangi bir darbede de o demokrasi treninden inmediğiyle övünür.

“AZİZ İHSAN AKTAŞ’IN KAÇTIĞI SÖYLENİYOR”

Nihayet Eylül ayı başında dedikleri iddianame yeni çıktı. Bir günde çöp oldu. 1 buçuk kanal arkasında durmaya biraz çalıştı. Okundukça perişan oldular. ‘Bu muymuş?’ dendi. ‘Öyle miymiş?’ dendi. Şimdi işte bekliyoruz. Yarın ne olacak. Ama şu var. 704 yıl bir suç örgütü lideri var. Aziz İhsan Aktaş. Ben söylemiyorum. Savcı söylüyor. ‘Suç örgütü lideri’ diyor. ‘Örgütü bu gördü’ diyor. ‘Şunu yaptı, bunu yaptı’ diyor. ‘Sonra geldi bize itiraf yaptı’ diyor. ‘Önüne gelene bir şey söyledi’ diyor. 704 yılda hapsini istiyor ama serbest geziyor. Ortalıkta dolaşıyor. Dolaşıyor, dolaşmıyor bilinmiyor. Bugünlerde kaçtığı da söyleniyor. Gören görürse bilen olursa söylenir. Ama onun 704 yılla yargılanan adam içeride, onun iftirasıyla 4 yılla yargılanan belediye başkanlarımız hapiste. 704 yılla yargılanan geziyor.

4 yılla yargılanan cezaevinde yatıyor. 6 aydır, 8 aydır, 10 aydır. O 4 yıldan yargılanan 4 yıllık cezayı alsa yattığı süre neredeyse alacağı cezaya denk geliyor. Cezanın yatarı o kadar zaten. Böyle bir hukuksuzlukla karşı karşıyayız. Korkunç bir süreçle karşı karşıyayız. O yüzden, o yüzden meseleyi şöyle kısaca özetlemek isterim. Yani tuttular biraz önce söyledim. ‘Hırsız’ dediler, ‘yolsuz’ dediler, ‘terörist’ dediler. Onu dediler, bunu dediler. Baktılar olmuyor. İddianame yarın inşallah tescil zaptıyla bütün arkadaşlarımız tutuksuz yargılanmaya başlar. Beklentimiz o yöndedir. Hukukun gereği, adaletin gereği, vicdanın gereği odur. 704 yılla yargılanan suç örgütü lideri gezerken 4 yılla yargılananı içeride tutamazsın. Herhangi bir suçladığın kişiyi içeride tutamazsın. Çünkü bu kadar iftira üzerinden yürüyemezsin.

Ama bir yandan da İBB dosyası gelecek. Diyorlar ki, kendileri diyorlar. Ben öyle bir kıyası kendim asla yapmayı doğru bulmam. Ama kendi yandaşları diyor ki güçlü olan Beşiktaşlı tutmadı, Aziz İhsan Aktaş’ı tutmadı. İBB çıkınca nasıl savunulacak bu? Namuslu bir hakime denk gelirse ki gayri ekseriyeti namuslu. Umarız bu çetenin etkisinde korkusunda olan birine denk gelmez. ‘E tutuksuz yargılanır bunlar’ diyor. Bundan panik oldular. Bir casusluk icat edip yedek bir davadan tutuklama yaptı.

‘BAYRAMPAŞA’ TEPKİSİ: ARSIZ ADAM!

Bayrampaşa Belediyesi el değiştirmiş, çıkmışlar utanmadan teşekkür konuşması yapıyorlar, ‘Bayrampaşa’ya teşekkür ediyorum... Arsız adam! Bayrampaşa’ya teşekkür etsek biri varsa o Silivri’de yatan Hasan Mutlu, bir parti varsa Cumhuriyet Halk Partisi. Biz kazandık Bayrampaşa’yı. Sizi def ettiler oradan. Büyük bir haksızlığa büyük 1000 tane haksızlığa ellerindeki parti bayrağını hiç bırakmadan İstanbul’un bütün ilçelerinde mücadele eden ilçe başkanlarımızı ve İstanbul İl Başkanımızı ağırlıyoruz bugün.

‘DEMİRTAŞ’ AÇIKLAMASI: TÜRK MİLLETİNDEN ÖZÜR DİLİYORUM

Her başvurudan sonra Anayasa Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi oraya bile gidip itiraz ettiler. O itirazları da reddedildi ve bugün Selahattin Demirtaş’la ilgili bir tahliye başvurusu yapıldı. Buna Sayın Devlet Bahçeli’nin ‘hayırlı olacaktır’ tahliyesi demesi çok hayırlı bir demeç. Hayırlı şeye hayırlı söyleyelim. Ama 9 yıl önce 9 yıl önce tek başına karar vermesi gereken Türkiye’deki bütün hakimleri bir gece yarısı koordine edip de farklı farklı yerlerden siyasetçileri alıp da önceden hazırlanmış ta Edirne’deki ta Kocaeli’ndeki Gebze’deki cezaevlerine gönderen o mekanizmanın kurgulanması hayırlı mıymış Türkiye için?

Sonra kusurun yüzü 99’unun sahipleri şimdi bugün gelmişler şimdi bugün gelmişler sütten çıkmış ak kaşağı dönmüşler. O hayırlı olur, bu hayırlı olur. Yine karşısında halen daha Selahattin Demirtaş diyebiliyor ki sadece benim açımdan değil 86 milyonun kardeşlik hukuku açısından önemsiyorum bu kararı. Selahattin Demirtaş’ın bu erdemli, bu onurlu, bu sabırlı bu örnek olacak tutumu karşısında kendisine yürekten, yürekten bir teşekkür ediyorum. Yürekten. Herkesin yapacağı iş değil bu.

“REJİM “

Bir de işin bu tarafına bakalım şimdi. O gün Selahattin Demirtaş’a ‘terörist’ diyenler, ‘elikanlı’ diyenler, ‘bilmem kaç kişinin ölümünden mesul’ diyenler neredeyse ‘idamı getirelim’, ‘asalım’ diyecek olanlar bugün ‘oralar hayırlı’ diyor. ‘Doğru’ diyor. Bugün ne diyor? Çünkü rejim şeytan değiştirdi arkadaşlar. Rejim şeytan değiştirdi. Bu rejim düşmanlık üzerine kurulu bir rejim olduğu için, kavga üzerine kurulu bir rejim olduğu için, korku üzerine kurulu bir rejim olduğu için güya kendinde olmayan ama devletin kuvvetini ele geçirdiği devlette haksız kullanarak ayakta kalan rejim olduğu için o gün rejime düşman lazımdı. Şeytan lazımdı. O gün rejimin şeytanı Selahattin Demirtaş’tı. Bugün rejime şeytan lazım. Ekrem İmamoğlu! O gün bugün el uzattıkları, af diledikleri, övdükleri dün onların düşmanıydı. Partinin adı HDP’ydi, Demdi. ‘HDP’yi kapatmayan Anayasa Mahkemesini kapatalım’ diyorlardı. Bugün orada başka bir yere geçtiler ama umudu anlatamayan, kardeşliği anlatamayan, kardeşlik hukukundan nasibini almamış olanlar bugün yeni düşman Cumhuriyet Halk Partisi’nin kendilerince yeni Şeytan Cumhuriyet Halk Partisi’nin düşmanlığıyla ayakta kalmaya çalışıyorlar. Ama burada ihmal ettikleri bir şey var. Bu millet dünü de gördü, bugünü de gördü.

Gündem - 15:06 A A
BENZER HABERLER
Hazır Site by Uzman Tescil webmaster