Aklanma konferansı
Maden altında kalan işçilerin arama çalışmaları sürerken yapılan altın konferansı protesto edildi. Yaşam savunucuları sorumluların yargılanmadığını belirtti.
Erzincan İliç’te 5 işçinin göçük altında kaldığı felakette aramalar sürerken düzenlenen altın konferansı protesto edildi. İklim Adaleti Koalisyonu ile İliç Doğa ve Çevre Platformu üyelerinin katıldığı eylemde “Sürdürülebilir yaşam için altın madenlerine hayır” denildi.
Erzincan İliç’teki Çöpler Altın Madeni’nde 13 Şubat’ta meydana gelen felakette 9 işçi hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerden 4 işçi enkaz altından çıkartılırken 5 işçi hala bulunamadı. İşçilerin arama çalışmaları sürerken Ankara’da Altın Madenciliği Derneği ve Dünya Altın Konseyi tarafından ‘Sorumlu Altın Madenciliği Konferansı’, Sheraton Otel’de düzenlendi. Konferansı protesto etmek isteyen yaşam savunucuları Ankara’da toplandı.
Söz konusu konferansa karşı Ankara’ya giden ekoloji aktivistleri, basın açıklaması gerçekleştirerek altın madenciliğinin ödettiği bedellere dikkat çekti: “Altın madenciliğinin, milyonlarca ton zehirli kimyasal atıkla topraklarımızı, havamızı, suyumuzu kirlettiği, tüm canlı yaşamını geri dönüşsüz, ölümcül sonuçlarla karşı karşıya bıraktığı gerçeğinin içindeyiz! Bu yüksek tehlikeli madencilik gerçeğinin sonuçlarını yıllardır haritadan silinen köylerimizde, patlatmalarla paramparça ettikleri dağlarımızda, yok ettikleri orman ekosistemlerimizde, su havzalarımızda yaşıyoruz!”
ÇERNOBİL BENZERİ
“Fırat’ın kıyısında, zehirli kimyasalların toprağa, havaya, suya karışması, Çernobil benzeri bir felaket ile karşı karşıya olduğumuz gerçeği kamuoyundan saklandı!” ifadelerine yer verilen açıklamanın devamında şunlar aktarıldı: “Bu ekokırım suçunun gerçek sorumluları hakkında hiçbir işlem yapılmadı! Ne şirketin üst düzey yöneticileri ne de devletin hiçbir bakanlığı sorumluluk almadı!”
İNANMAYACAĞIZ
‘Sorumlu Altın Madenciliği Konferansı’ toplantısına işaret edilen açıklamada, “Yaşanılan felaketlerde altın madencilerinin herhangi bir sorumluluk almadığı gerçeği ortadayken belli ki kendini aklama çabası içinde madenciler! ‘Sürdürülebilir Madencilik’ yalanına inanmamızı bekliyorlar!” denilerek şu sorular yöneltildi:
– Tarım alanlarını, meraları, hayvancılığı bitiren maden sahalarında, zorla göç ettirilen, toprakları kamulaştırılan, yaşam alanları ellerinden alınan, kendi kendini idame ettirme imkanlarından, geçim kaynaklarından mahrum bırakılan insanların sorumlusu kim peki?
– Maden alanlarında yaşanan kirlenmenin sonucunda erken ölüm ve kronik hastalıklara maruz kalan bu insanların yaşam haklarını ellerinden alanlar kim peki?
Kaynak:Birgun.net